MAHKEMESİ : MARDİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2012/530-2013/453Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesi ile 01/05/2011 ile 03/03/2012 tarihleri arasındaki faturalarda kaçak kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ve dağıtım bedeli adı altında yansıtılan miktarlar olduğunu, davacıdan kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmemesi gerektiğini, her aboneden kayıp kaçak bedeli alındığını, bu uygulamanın kayıp kaçak ile mücadeleyi gereksiz kıldığını, fazlaya ilişkin hakların saklı olduğunu belirterek 82.580.00.- TL nin ödeme tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava ödenen 82.580.00.- TL'nin istirdadı talebine ilişkindir. Davacı talebini oluşturan bedellerin nelerden ibaret olduğunu HUMK nun 75/2, 179/3 ve HMK nun 31. maddesine göre ayrıntılı olarak açıklamış olup mahkeme ise davanın red gerekçesinde faturalara yansıtılan dava konusu bedellerin mevcut yasal düzenlemeye aykırı bir yönü bulunmadığı esasına dayanmıştır.Dosyada yeralan ayrıntılı dökümden 2011/4 ve 2012/3 dönemi arası davacıya kaçak bedeli olarak 26.181.67.- TL, perakende satış hizmet bedeli olarak 3.552.49.- TL, sayaç okuma bedeli olarak 757.11.- TL, iletim bedeli olarak 7.249.81.- TL, dağıtım bedeli olarak 32.242.63.- TL, KDV olarak 12.597.07.- TL nin fatura edildiği anlaşılmaktadır.Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Yani kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.Davalı Kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 1.fıkrasında, bu Kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun kurulduğunu belirtmiş, aynı maddenin 2.fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükmüne yer verilmiştir.Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kar payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil etmişlerdir.Ancak yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.Hem bu hal, parasını her halükarda tahsil eden davalı Kurum’un çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davalı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir.Bununla birlikte, tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, yani şeffaflık hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır.Nitekim aynı ilkeler HGK 21/05/2014 tarih ve 2013/7-2454 E-2014/679 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.Anılan nedenlerle davacıya iadesi gereken miktarın belirlenerek davanın kayıp-kaçak miktarı bakımından kısmen kabulüne karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.