MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 5. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 08/10/2013NUMARASI : 2012/1096-2013/786Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının arttırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesi ile -özetle-; tarafların 2009 yılında boşandıklarını, müşterek çocuğun müvekkiline verildiğini ve lehine aylık 200 TL iştirak nafakası ile tüm eğitim giderlerinin davalı tarafından karşılanmasına hükmedildiğini, çocuğun büyüdüğü ve ihtiyaçlarının arttığını, davalının ekonomik durumunda önemli artış olduğunu belirterek, iştirak nafakasının aylık 2.500 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen artış miktarının yüksek olduğunu, velayet kendisine verilen tarafın da çocuğun giderlerine katlanmak zorunda olduğunu, müvekkilinin gelirinin 8.000 TL olduğunu, daha evvel hükmedilen nafakanın yeterli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile müşterek çocuk lehine takdir edilen aylık 200 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.500,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2. maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan nafaka belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Nafaka takdir edilirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 09.10.2009 tarihinde boşandıkları boşanma kararı ile birlikte, müşterek çocuğun tüm özel okul ve kurs giderleri ile dershane giderlerinin davalı tarafından karşılanacağının ve ayrıca 200 TL iştirak nafakasının ödeneceğinin hüküm altına alındığı ve bu hususunda davacı kabulünde olduğu anlaşılmakta; yine tanık beyanlarına göre davacının ev hanımı olduğu, üzerine kayıtlı hisseli dairenin ve aracının olduğu, müşterek çocuk ile birlikte oturduğu, müşterek çocuğun 2002 doğumlu olduğu; davalı babanın ise pilot olarak görev yaptığı, aylık gelirinin yıl ve aylara göre değişiklik arz ettiği (17.000 TL-33.000 TL arası değiştiği), evinin ve arabasının olduğu, anlaşılmaktadır.Mahkemece; müşterek çocuğun eğitim giderlerinin davalı baba tarafından karşılandığı, hususu ile birlikte tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davacı annenin katkısı, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları birlikte değerlendirilerek TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde nafakanın arttırılmasına karar verilmesi gerekirken, fahiş miktarda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.