Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12651 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8994 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE ... (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dava dilekçesinde, .........köyünden 1989 yılında ayrılarak ............ iline yerleştiği ve bu tarihten itibaren burada ikamet ettiği, sayacın bulunduğu daha önce ikamet ettiği bu evin ............ iline gitmeden önce yıkıldığını, sayacın babasına ait boş bir evde durmakta iken oradan çalınmış olabileceğini ileri sürerek hakkında yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile davacının ... 612,40 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davacı aleyhine ....06.2010 tarihinde 2000/...; 2000/... ve 2009/.... dönemlerine ilişkin olarak tahakkuk ettirilen enerji bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itiraz neticesinde davacı borçlunun açtığı menfi tespit davasıdır. Davacı, süresinde takibe itiraz etmiştir. Elektrik dağıtım şirketi tarafından davacı aleyhine itirazın iptali davası açılmamış ise de 2001 yılından itibaren fatura keşide edilmiş bulunması sebebiyle davacının aktif dava ehliyetinin varlığı benimsenmiştir. Elektrik tüketimi yapılan sayacın aboneliğinin davacı adına olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Fiili olarak elektrik kullanılmaması abonelik sözleşmesindeki sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı gibi abonenin fiili olarak elektrik kullanan kişi ile birlikte müteselsilen sorumlu olacağı hususu sözleşme ile bağlılık ilkesinin bir sonucudur.Somut olayda, davacının 1989 yılında evi terk ettiği ve aboneliği kapatmadığı açıktır. Abone olan davacının aboneliği kapatmaması sonucunda doğan elektrik sarfiyatından sorumlu olacağının yukarıda açıklanan ilke gereğince kabulü zorunludur.Ancak, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; sayacın olmaması; köy evinin bulunmaması ve ne zaman yıkıldığının da belirlenememesine göre davacının borçlu olmadığının tespiti cihetine gidilmiştir. Kararın dayanağı olan bilirkişi raporunda, davalının, icra takibine konu ....612,40 TL tutarında enerji sarfettiği gerekçesi ile tanzim ettiği faturanın mevcut elektrik hattı ve malzeme nazara alındığında (....000 KW üzerinden hesaplanmasının) imkansız olduğu belirtilmiş ise de bilirkişi tarafından tüketimin ne kadar olacağı ve hangi sürelerle elektrik kullanılmış kabul edileceği hususlarında bir inceleme yapılmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, yapılacak inceleme sonucunda abone olan davacının 1987 yılından beri abone olmasına, sarfettiği elektrik tüketiminin fatura tanzim tarihi göz önüne alınmak ve varsa ödemeleri düşülmek ve abone olduğu da göz önüne alınmak suretiyle 2001 yılı öncesi yönünden ve davacının ilâmsız takibe vaki itirazında elektrik faturasının gönderilmiş olduğu beyanı da göz önüne alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik ve yanılgılı şekilde davanın reddi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.