Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12600 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5424 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BURSA 7.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : 2012/842-2013/509Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının ticari abonelik sözleşmesine istinaden elektrik kullandığını, davalı H.. U..’nun dosyanın kefili olduğunu, taraflar arasında 24/03/2010 tarihinde taksitlendirme protokolü yapılmasına rağmen, davalıların tahakkuk etmiş ve birikmiş elektrik borçlarını ödemediklerinden takibi yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, Bursa 18.İcra Müdürlüğünün 2011/13041 esas sayılı dosyasında icraya konu borca davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 1.372,69 TL üzerinden ve bu alacağı 18/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden yürütülmesine, ihtilaf nizalı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, davalı M.. A..'nin abonelik sözleşmesine istinaden kullandığı elektrik enerjisi karşılığında ne kadar ödeme yaptığı ve borcunun bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa miktarının ne olduğu konusundan kaynaklanmaktadır.Mahkemece esas alınan ve hukukçu bilirkişisi İsmail İşyapan ve elektrik mühendisi V. E. tarafından hazırlanan 08/07/2013 tarihli bilirkişi raporunda; taksitlendirme protokolünde belirlenen taksitlerin vadelerinde ödenmemesi nedeniyle davalının 03/10/2011 tarihi itibariyle, 9.389,15 taksitlendirilmiş borç, 10.729,00 TL tahakkuk eden fatura olmak üzere 20.118,015 TL asıl alacak, gecikme faizi ve KDV olmak üzere 25.432,00 TL toplam borcu bulunduğu, davalının sonradan yaptığı ödemelerin 30.039,00 TL olduğu, son ödemenin yapıldığı 19/04/2013 tarihi itibariyle bakiye borç tutarının 1.372,69 TL olduğu, davalılardan kefil H.. U..'nun kefaleti taksitlendirme protokolüne konu olan alacak ile sınırlı olduğundan borcunun kalmamış olduğu belirtilmiştir.Somut olayda, mahkemece dayanak alınan bilirkişi raporunda, dava açıldıktan sonra davalı M.. A... tarafından yapılan ödemeler belirtilmiş olup, 19.04.2013 tarihinde 17.039,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilerek davalı tarafından toplamda 30.039,00 TL ödeme yapıldığı ifade edilmiştir. Davacı, şirket avukatı tarafından 19.04.2013 tarihinde düzenlenen belgenin, davalı Halil İbrahim’ in kefaletinin sona erdiğini belirtmek amacıyla verilen bir belge olduğu iddia edilmiştir. Davalı taraf ise, ek olarak 4.039,00 TL daha ödeme yapıldığını savunmuştur.Buna göre; davacı ve davalının ödeme belgelerine, ödendiği ve ödenmediği iddia edilen borca yönelik, özellikle Avukat E. A.tarafından düzenlenen belge çerçevesinde 17.039,00 TL ve davalı tarafından ileri sürülen 4.039,00 TL’ye ilişkin olarak, genel hükümler çerçevesinde iddia ve savunmaların araştırılarak taraflara bunlara ilişkin delillerini sunmaları istendikten sonra, ödemelerin dava tarihinden sonra yapılıp yapılmadığı ve bu anlamda davanın konusuz kalıp kalmadığı da gözetilerek, gerekirse taraflar isticvap edilmek suretiyle, yapılan ödemeler tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, davacının varsa tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı konusunda uzman bilirkişi heyetine hesaplattırılmalı ve varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme, soruşturma ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.