Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12555 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12530 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/11/2012NUMARASI : 2012/122-2012/282Taraflar arasında görülen adi ortaklık sözleşmesinden doğan alacak davasının yapılan yargılaması neticesinde mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dilekçesinde; davacı S.. G.. ile davalı F.. S.. arasında 13/03/2003 tarihinde Bolu 1.Noterliğinde adi ortaklık sözleşmesini yazılı olarak düzenlediklerini, sözleşmeye göre tarafların B. İli T. Mah. İ.B. Cad. H.Apartmanı No: .. adresinde C. İNTERNET CAFE ünvanı altında bir internet kafe işinde ortaklık kurduklarını, tarafların kar ve zarar konusunda yarı yarıya ortak olduklarını ve ortaklığa sermaye olarak 25.000,00 TL değerinde demirbaş eşya alındığını ve bunun yarı yarıya karşılandığının ortaklık sözleşmesinde düzenlendiğini, davacının C. İnternet Cafe adına E. Bilgisayar Yazılım'a olan 50.000,00 TL'lik borcu 29/02/2012 tarihinde ödediğini, ortaklık adına yapılan 50.000,00 TL'lik borcu 29/02/2012 tarihinde ödediğini, ortaklık adına yapılan 50.000,00 TL'lik bu ödemeden davalı F.. S..'nin de yarı yarıya sorumlu olduğunu, ortaklık adına alınan malların borcundan dolayı davacının yaptığı ödemenin 25.000,00 TL sinin 29/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebi ile dava açmıştır.Davalı vekili; talep ve davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreye maruz kaldığını, davacı ile akdedilmiş olan adi ortaklık sözleşmesinin hiçbir zaman fiilen uygulamaya konulmadığını, beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece davanın kabulu ile; 25.000,00 TL'nin ödeme tarihi olan 29/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.1-)Dosya içeriği, davacının iddiası, davalının savunması ve diğer deliller mahkemece bir bütün halinde değerlendirilerek, taraflar arasında BK’nun 520 (TBK md.620 )ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, tarafların delilleri toplanıp dosya kapsamı ile bir bütün halinde değerlendirilmesi, taraflar arasında BK.nun 520 (TBK 620 v.d) ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın kabulu yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.2-) HUMK 275. maddesi( yeni HMK 266.) hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.Uyuşmazlık konusu yargılama dosyasında; davacı, adi ortaklığın borcunu ödediğinden bahisle davalı diğer ortakdan hissesine düşen meblağın tahsilini istemektedir. Mahkemece, ticari defter ve kayıtlar incelenip konusunda uzman bilirkişiden herhangi bir rapor alınmaksızın davanın kabulu cihetine gidilmiştir. Eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm tesisi cihetine gidilemez. O halde, dosyanın bilirkişiye tevdiiyle adi ortaklığın dava dışı E. Bilgisayar Yazılıma 08/12//2009 tarihine kadar mal alış verişi nedeniyle bir borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespitine yönelik taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, alanında uzman 3'lü bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeyle davanın kabulu yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.3-) İşlemiş faiz alacağı yönünden ise; BK 101/1.maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtariyle mütemerrit olur” hükmü yer almaktadır. Temerrüt ise, ya bir ihtar veya talep veya dava açılması vs. suretlerde gerçekleşir. Temerrüt gerçekleştiği tarihten itibaren de temerrüt faizine hükmolunur. Oluş ve kabule göre de; dava tarihi öncesinde davalının davacı tarafından temerrüde düşürülmediği, bu itibarla faize dava tarihinden itibaren hükmolunması gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faize hükmolunması isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.