Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12536 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2515 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/09/2012NUMARASI : 2008/372-2012/240Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 17.956,30 TL, muhtelif aboneliklere ilişkin su bedelinden kaynaklanan asıl alacak, 11.943,25 TL gecikme cezası, 2.149,81 TL KDV olmak üzere toplam 32.049,36 TL asıl alacaklarının 12.08.2008 tarihinden ödeme tarihine kadar geçecek süre için her ay yürürlükteki 6183 sayılı kanunun 51. Maddesinde belirtilen gecikme cezası ve bu cezaya işletilecek KDV ile birlikte tahsilini, sadece ceza ve KDV kalemlerine ise yasal faiz yürütülerek davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı vekili; talep edilen borçların tümüyle ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.Dava; sarf edilen su bedeline ilişkin alacak davası niteliğindedir. Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüyle ; 16.939,70 TL asıl alacak, 11.943,25 TL gecikme zammından doğan alacak ve 2.149,81 TL KDV olmak üzere 31.032,76 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ; sözkonusu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık abonelik sözleşmesinden doğan otomatik dönem tahakkuku ve ferilerine ilişkin alacak istemine yöneliktir . Menfi tespit istemine konu tahakkukların vadeleri 31.12.2010 öncesine ilişkindir .Deliller toplandıktan sonra bilirkişi kurulundan rapor ve ek raporlar alınmıştır. Bilirkişi kurulu rapor ve en son verilen ek raporunda davacının davalıdan 16.939,70 TL asıl alacak, 28.536,99 TL gecikme zammından doğan alacak ve 5.136,48 TL gecikme zammının KDV sinden kaynaklanan alacağının bulunduğunu bildirmiştir.25.02.2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 1. maddesinin g. fıkrası ile 2560 sayılı Kanun kapsamında kalan idarelerin, vadesi 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde, bu kanunun yayınlandığı tarih itibariyle ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli , alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakları hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı açıkça belirtilerek, aynı kanunun 18. maddesi hükmü gereğince borçluların bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları ve belirtilen şartları yerine getirmeleri yönünde hak tanınmış ve böylece borcun yeniden yapılandırılması yönünde bir düzenleme getirilmiştir. Somut olayda da, davacı tarafından davalı aleyhine otomatik dönem su bedelleri olağan tüketiminden dolayı ödenmeyen borçların tahsili talep edildiğinden, bu yöndeki talebin 6111 sayılı kanun kapsamında kaldığı açıktır.Davalı kuruma müzekkere yazılarak ilgi abonelik dosyalarındaki belgeler, tüketim ekstresi, borç dokümanı, abonelık sözleşmeleri getirtilmiş ayrıca dava konusu abonelikler yönünden davacının 6111 sayılı af yasasından faydalanarak borcunu yapılandırdığı anlaşılmıştır.Buna göre; mahkemece, davalının dava konusu aboneliklere yönelik borç hakkında, 6111 sayılı kanun hükümlerinden faydalandırılıp faydalandırılmadığı hususunda her bir abonelik yönünden ayrı ayrı inceleme yapılmak ve tarafların delilleri de toplanmak suretiyle , elde edilen sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken , eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.