MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde; davalı ile 21 yıldır evli olduklarını, müşterek 2 çocukları bulunduğunu, davalının 8 ay önce evi terk ettiğini, infak ve iaşeleri ile ilgilenmediğini, kendisinin geliri bulunmadığını,davalının ise aylık 1.300 TL geliri olduğunu belirterek; kendisi için aylık 400 TL, müşterek çocuklardan Umut için aylık 200 TL, ... için ise aylık 100 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde;davalının müşterek haneyi terk etmediğini,tartışma sonrası sakinleşmek amacı ile kısa süreliğine oğlunun evine gittiğini,geri dönmek istediğinde ise davacının davalıyı müşterek haneye kabul etmediğini,mahkemede açılan 2015/1 E.'lı dava dosyasının da aynı talebe ilişkin olduğunu,o dosyada mahkemenin 13.07.2015 tarihli kararı ile açılan davanın reddedildiğini,söz konusu kararın henüz kesinleşmediğini,dava şartı bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece;mahkemenin 2015/1 Esas 2015/301 Karar sayılı dosyasının Uyap üzerinden yapılan incelemesinde taraflarının aynı olduğu,aynı dava konusu üzerine görülmüş bir davalarının bulunduğu,dosyanın Yargıtay'da olup henüz kesinleşmediği,aynı dava hakkında verilen karar olduğu ve kesinleşmiş bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle, davanın 6100 sayılı HMK'nun 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava;ayrı yaşamada haklılığa dayalı tedbir nafakası istemine ilişkindir.Her dava, açıldığı tarihteki şartlara tabidir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK'na göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, nafakaya dair talepler hakkında, dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde karar verilmesi gerekir.Somut olayda;davacının tedbir nafakası istemli olarak bu davayı 20.07.2015 tarihinde açtığı,bu dava öncesinde ise aynı talep ile 06.01.2015 tarihinde mahkemenin 2015/1 Esas sayılı dosyası ile tedbir nafakası davası açtığı ve bu davanın 13.07.2015 tarihinde karara bağlandığı,verilen kararın temyiz edilmesi sonucu Dairemizin 29.02.2016 tarih ve 2015/18696 Esas 2016/2863 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulduğu ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır.Mahkemece;2015/1 Esas sayılı dava dosyasında tarafların ve dava konusunun aynı olduğu,dosyada verilen kararın Yargıtay'da temyiz incelemesinde olup halen kesinleşmediği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş ise de;yukarıda ifade edilen açıklamalar da dikkate alındığında her davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği ve söz konusu eldeki tedbir nafakası davasının ise 2015/1 Esas sayılı dava dosyasından yaklaşık olarak 6 ay sonra açıldığı da dikkate alındığında ,mahkemece eldeki davada davacının tedbir nafakası talebi hakkında dava tarihi itibariyle inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, mahkemece;yukarıda ifade edilen açıklamalar ve yasa hükümleri dikkate alınmak suretiyle,her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, tekerrüre ve infazda tereddüte mahal vermemek kaydı ile ... Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi'nin 2015/1 Esas 2015/301 Karar sayılı dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılarak, bu dosyadaki davacı talebi hakkında, esası incelenmek suretiyle sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.