MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... mah. 46719 ada 1 parselde bulunan 18 numaralı bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazın maliki olduğunu, su abonelik işlemini tesis etmek üzere ... Abone İşleri Müdürlüğüne müracaat ettiğinde, konutunun su aboneliği için 4.400,00 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında bedelin ödenmesi neticesinde su aboneliğinin yapılacağının bildirildiğini ancak istenilen bedelin fahiş olduğunu belirterek su aboneliği için davacıdan talep edilen kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinin belirlenmesi, fazla miktardan borçlu olmadığının tespiti ile tedbiren su aboneliğinin sağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevabında, davacının meskeninin olduğu yere kanalizasyon hizmeti ve içme suyu şebekesi getirildiğini, idarece sunulan hizmet karşılığı bedelin ilk malikten alınan bir bedel olduğunu; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87 ve 88.maddeleri ile ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi gereğince davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedelini ödemesi gerektiğini savunup davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile, davacının su aboneliği nedeniyle 174,27 TL kanal katılım ve 3.187,76 TL şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğunun tespitine, belirtilen bedelin ödenmesi halinde taraflar arasında su aboneliği tesisine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Zira, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesinde; "Su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payları: .... Formülüne göre hesaplanan değerdir. Bu değer gayrimenkulün vergi değerinin %2'sini geçemez. Denilmektedir. Yine formülde "Adil bir katılımın sağlanmasına yönelik katsayının": N ile ifade edildiği, "Gayrimenkulün toplam inşaat alanının": S ile ifade edildiği, N'nin ise S/1000 olduğu (N=S/1000) olduğu" belirtilmiş bulunmaktadır. Bilirkişi raporunu hazırlarken, formülde ifade edilen birim değerleri tek tek ele alıp, uygulamak zorundadır. Hükme esas alınan raporda, bilirkişinin; (N=S/1000) yerine, arsapayı oranını uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde öngürülen, formülde belirtilen birim değerler gözetilerek; yeniden alınacak bilirkişi raporundan sonra; oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.