MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/04/2014NUMARASI : 2011/119-2014/198Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, abone olan davalının normal ve ayrıca kaçak su kullanımından kaynaklanan borcunu ödemediğini ileri sürerek 17.463.43.-YTL idare alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile abonelik sözleşmesi yaptıktan sonra davaya konu aboneliğin bulunduğu taşınmazdan ayrıldığını, müvekkilinin kullandığı suyun bedelini ödediğini, kaçak su kullanımından sorumlu olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalının aboneliğinin bulunduğu binaya dışarıda bulunan kuyudan kaçak olarak su verildiği, ancak sözleşme ile şebeke suyunun da davalının aboneliğinin bulunduğu yere boru ile iletildiği, davacının dava tarihindeki alacağının 1.790.53 YTL olduğu gerekçesiyle bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 06.10.2010 Tarih 2010/1506 Esas, 2010/10875 Karar Sayılı ilamıyla; "Hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekçe bölümüyle sonuç kısmı arasında çelişki bulunmakta olup, anılan rapor yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli görülmemiştir. Bu durumda mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde yeniden bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozma konusu yapılarak dosya yerel mahkemeye iade edilmiştir.Sözkonusu bozma ilamı üzerine, dosyanın gönderildiği yerel mahkemece; 07.04.2011 tarihli celsede bozma ilamına uyulması yönünde karar alınmış; bu doğrultuda dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdi cihetine gidilmiş; bozma ilamı sonrası alınan ve "Dava konusu mahalde kaçak su kullanımının olduğu, İSKİ tarafından birim başına 4 m3 kaçak su kullanımı üzerinden yapılan hesabın yönetmelik maddelerine uygun olmadığı, kaçak su kullanımının İSKİ tarifeler yönetmeliği madde 38.2,38.3 ve 31.2 dikkate alınarak toplam borcun 8.302,32-TL olduğuna..." dair tespitler yapan bilirkişi heyeti doğrultusunda hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.Davacı vekilinin sözkonusu rapora itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış; ancak alınan ek raporda davacı itirazları tam olarak karşılanmamış; davacı vekili itirazlarını karşilamayan ve kaçak tutanağında hem 4 nolu hem 8 nolu binalar yönünden tespit yapıldığı hususunu gözardı eden ek rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulü yönünde hüküm tesis edilmiş; sözkonusu hüküm davacı İSKİ vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.6100 sayılı HMK'nun 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.Aynı kanunun 281. maddesinde ise, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebililecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporuna ve ek rapora davacı vekili gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiştir. Mahkemece bu itirazlardan tam olarak karşılanmadan karar verilmiştir. Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirmek de uzman bilirkişilerin görevidir.Hal böyle olunca, mahkemece davacı vekilinin bilirkişi raporuna ve ek rapora itirazlarını karşılar biçimde oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.