Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12440 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8859 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; 2014 yılında açık lisede okuyan kızı yararına hükmolunan 200 TL yardım nafakasının davalı kızının ... Hastanesi kantininde sigortalı olarak çalışmaya başlaması nedeniyle kaldırılmasını talep ve dava etmiştir . Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin açık lisede öğrenim hayatına devam ettiğini, annesi, ablası ve kardeşleriyle beraber yaşadığını, annesinin ev hanımı, kardeşinin öğrenci olduğunu, oturmakta oldukları evin kira olduğunu, müvekkilinin aldığı maaşın gider ve ihtiyaçlarını karşılamadığını, aldığı nafakanın yeterli olmadığından çalıştığını, eğitimi devam eden ergin çocuğun çalışması veya çalışıyor olmasının yardım nafakası almasına engel olmadığını, açıklanan nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, "...halen davalının açık lise öğrenimi devam etse de, bu durumun davalının yaşı itibariyle çalışıp para kazanmasına engel olmadığı, öğrenim görülen okulun durumu dikkate alındığında, masrafların diğer okullara göre az olduğunun anlaşıldığı, ayrıca davalının yardım nafakasının bağlanma tarihinden sonra ... ilçesinde faaliyet gösteren ... Hastanesinde 29/09/2015 tarihinden itibaren asgari ücretle kantin görevlisi olarak çalışmaya başladığının sabit olması ...." gerekçesiyle davanın kabulü ile, aylık 200 TL yardım nafakasının dava tarihi olan 16/02/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava, yardım nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.TMK.'nun 328/2.maddesinde; " ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler",TMK.'nun 364/1.maddesinde; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür",TMK.'nun 365/2 maddesinde; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır.Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; davalının ... Hastanesi kantininde kantin görevlisi olarak çalıştığı ,asgari ücret aldığı annesi , ablası ve erkek kardeşiyle birlikte kirası 380 TL olan ikamette oturduğu, açık lise öğrencisi olduğu okul hayatının halen devam ettiği anlaşılmıştır .Davacının dava dilekçesindeki kaldırma talebi içinde, indirme talebinin de olduğu kabul edilerek mevcut yardım nafakasından makul bir oranda indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde davanın tümden kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentde açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün davalı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.