MAHKEMESİ : MARMARİS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/02/2014NUMARASI : 2013/263-2014/68Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davacı M.. H.. vekili Avukat A. B. E. ile davalılar M. C., M.. E.., S. C., M. C., E.. T.. ve M.. T.. vekili Av.Murat Turan tarafından temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili Av.M. T. tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 11/11/2014 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı ve vekili gelmedi. Karşı taraf duruşmalı temyiz talebinde bulunan M.C., M.. E.., S. C., M. C., E.. T.. ve M.. T.. vekili Av.M.. T.geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra eksikliğin giderilmesi için dosya mahalline geri çevrilmekle ve bu kez yeniden gelmekle belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalıların zilyetliğinde bulunan Marmaris ilçesi, Beldibi beldesi, 855 parselde kayıtlı taşınmazın 6831 Sayılı Yasa'nm 2/B maddesi uyarınca Maliye Hâzinesi adına kayıtlı olduğunu, orman vasfını yitiren ve yasanın 2/B uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların zilyetlerine satışına ilişkin 6292 Sayılı Yasa'nm yürürlüğü girmesinden sonra davalıların zilyetliklerini müvekkiline devrettiklerini, devrin taşınmazın bedeli ödenerek hâzineden satın alınması gayesiyle gerçekleştiğini, anılan yasa uyarınca tescil elde edebilmek için gerekli evrakların müvekkilince temin edildiğini, müvekkilince sözkonusu taşınmazın kendisine satışının yapılabilmesi için 12.10.2012 tarihinde 2.000 TL başvuru bedelinin yatırıldığını fakat yerin milli park olarak tasarruf edileceği gerekçesiyle talebinin hazine tarafından karşılanmadığını, davalıların ödenen satış bedeli ve masraf miktarı kadar müvekkilleri aleyhine zenginleştiklerini belirterek, ödenen bedellerin davalılardan ve Maliye Hâzinesinden tahsilini talep etmiştir.Mal müdürlüğü yönünden açılan dava ilerleyen yargılama sürecinde iş bu dosyadan tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir .Davalı vekili savunmasında; taraflar arasında yapılan sözleşme ile Maliye Hâzinesi adına kayıtlı olan taşınmazın yalnızca zilyetliğinin devredildiğini, düzenlenen muvafakatnameler ile yerin davacı tarafından kullanılmasına rıza gösterildiğini, taşınmazın milli parklar içerisinde kaldığının davacı tarafça sözleşme öncesinde bilindiğini, bu nedenle kendisinin yanıltılmasının söz konusu olmadığını, davacının yerin 2/B kapsamında ve milli parklar sınırları içerisinde olduğunu bilerek satışı kabul ettiğini, yerin satışından vazgeçildiğinin müvekkilleri tarafından önceden bilinmesinin olanaklı olmadığını, davacının herhangi bir hak kaybının ve zararının olmadığını, yerin zilyedi olmaya devam ettiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.Yerel Mahkemece yapılan yargılama neticesinde ; davalılardan Sultan Coşkun'a bedel ödendiği davacı tarafça ispat olunamadığından ve yine ödendiği belirtilen toplam 170.000,00 TL'nin diğer davalılara verildiği dosya içerisindeki belgelerden anlaşıldığından, davalı Sultan Coşkun hakkındaki davanın reddine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 42.500,00 TL'nin Mehmet Coşkun'dan, 42.500,00 TL’nin Meliha Eraslandan, 42.500,00 TL'nin Mustafa Coşkun'dan, 21.250,00 TL'nin Erkin Türkmen'den, 21.250,00 TL'nin M.. T..'den alınarak davacıya verilmesine, Sultan Coşkun hakkında açılan davanın ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; sözkonusu karar davacı vekili ve davalılar Mehmet Coşkun, M.. E.., Sultan Coşkun, Mustafa Coşkun, E.. T.. ve M.. T.. vekili Av.Murat Turan tarafından temyiz edilmiştir.Davalılar Mehmet Coşkun, M.. E.., Sultan Coşkun, Mustafa Coşkun, E.. T.. ve M.. T.. vekili Av.Murat Turan vekilinin temyiz itirazlarının İncelenmesinde;Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının hem 2/B hemde Milli Parklar Yasası'na tabi bir taşınmazla ilgili, sözleşme yaptığını sözkonusu sözleşmede 2/B ve milli parklar içindeki taşınmazın zilyetlik hakkının devredildiğinin açıkça yazılı olduğunu; davacıya 2/B yasasından yararlanma haklarını devrettiklerini, davacının bunun karşılığında bir bedel ödediğini, karşılıklı bir yararın sözkonusu olduğunu; davacının devraldığı bu hakkını yasal süresi içerisinde kulandığını, karşılıklı bir yararın sözkonusu olduğunu, müvekkillerinin davacı yararına haklarından vazgeçtiklerini; bu itibarla davacının verdiğinin iadesini isterken, aldığını iade etmeden talepte bulunduğunu, kaldı ki devredilen hakkın iadesinin sonuç doğurmayacağını; zira, 2/B taşınmazları yönünden başvuru ve hakkın kullanım süresinin 28.02.2013 tarihinde sona erdiğini, müvekkileri yönünden bu hakkın bir daha kullanılamayacak olduğunu; M.. M..'nün sözkonusu taşınmaza karşılık rayiç değeri aynı olan başka bir taşınmaz satışının yapılabileceğini bildirdiği, bu itibarla davacı yönünden bir zarar yada fakirleşmenin bulunmadığı; davacının aldığını iade etmesinin hukuki sonuç doğurmayacağından verdiğinin iadesini talep edemeyeceğini beyan etmiştir.Davacı vekilinin 2/B talebiyle Mal Müdürlüğüne yaptığı başvuruya verilen cevapta; 6292 Sayılı Kanunun 6. maddesinin 12. bendinde "İlgili idarelerce bu kanununu yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde idareye bildirilmesi şartıyla, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken yerlerin hak sahiplerine satılamayacağı, bu taşınmazların yerine istenilmesi nalinde haksahibi oldukları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarındaki taşınmazın bedeli karşılığında doğrudan satılabileceği, idarenin teklifini kabul etmeyenlerin doğrudan satış hakkından yararlanamayacakları, başkaca talepte bulunamayacakları hak ve tazminat talep edemeyecekleri ve dava açamayacakları" belirtilmiştir .Hâzineye ait tarım arazilerinin hak sahibine satışına ilişkin işlemlere ilişkin yasal düzenleme getiren ; 6292 sayılı Kanunun 6. maddesinin 1, 12 ve 13. bentleri."(1) 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler bu Kanuna göre hak sahibi sayılır.12) Bu maddeye göre hak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan ya da Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ile ilgili idarelerce bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde idareye bildirilmesi şartıyla özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gerekenler ile içme ve kullanma suyu havzalarında maksimum su seviyesinden itibaren üç yüz metrelik bant içerisinde kalan yerler hak sahiplerine satılmaz. Bu taşınmazların yerine istenilmesi hâlinde hak sahiplerine, hak sahibi oldukları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarındaki taşınmaz, bu maddenin dördüncü fıkrasına göre hesaplanacak satış bedeli karşılığında doğrudan satılabilir.13) Hak sahiplerinden idarenin teklifini kabul etmeyenler doğrudan satış hakkından yararlanamazlar, başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar." yasal ifadesini içermektedir.Bu bağlamda 6292 sayılı Kanunun 6. maddesi yönünden yapılan incelemede; niza konusu taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde sözkonusu taşınmazın "6831 Sayılı Yasanın 2/B Maddesi Uyarınca Maliye Hâzinesi adına orman sınırlan dışına çıkartılan yerlerden olup, "Mehmet oğlu Murat Coşkun mirasçılarının iştiraken kullanımındadır," şerhinin yer aldığı görülmüştür. Bu itibarla; tapu kaydının varsa 6292 sayılı yasa öncesi güncellenmiş son halinin dosya içerisine celbi, davacının sözkonusu tapu kaydının beyanlar hanesinde isminin geçip geçmediği hususunun tespiti, davacının ilgi tapu kaydının güncelleşmiş haliyle beyanlar hanesinde isminin yazılı olduğunun tespiti halinde somut olayın 6292 Sayılı Kanunun 6/12-13. bend hükümleri doğrultusunda değerlendirilmesi ve davacının 6292 sayılı Kanunun 6/12.maddesi gereğince bu taşınmazın rayiç değerine eş değer taşınmazın satılması için Hazineye başvurması ve bunun sonucunun beklenilmesi, yine davacının isminin 6292 sayılı yasa öncesi ya da sonrası güncellenmiş son tapu kaydında bulunmasa dahi, davacı davalıların kişisel haklarını devir almış olduğundan, davacıya halefiyet yoluyla 6292 sayılı Kanunun 6/12.maddesi gereğince rayiç bedeli karşılığında başka bir taşınmaz verilip verilemeyeceği Hazineden sorulup ona göre bu konuda da davacının yaptığı başvuru sonucu beklenilmeli, davacıya bu taşınmazın değerine eş değer başka bir taşınmaz verilemeyeceğinin kesinleşmesi halinde davanın esasına girilerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirme yapılıp, buna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kısmen kabulüne gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz edilen kararın davalılar yararına bozulması gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.