MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/05/2013 tarih 2012/84 Esas-2013/199 Karar sayılı dosyasında boşandıklarını, boşanma sonucunda küçük ...'in velayet hakkının kendisine verildiğini, küçük için davalının 300,00.TL nafaka ödediğini, ancak bu paranın çocuğun masraflarına yetmediğini, oğlunun ilkokul 2.sınıfa gittiğini, kendisinin çalışmadığını ve ailesinin desteğiyle geçindiğini, hiç bir yerden gelirinin olmadığını, bu nedenle müşterek çocuk için verilen nafakanın 600,00.TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı duruşmadaki beyanında; nafakanın artırılması durumunda ödeme güçlüğü yaşayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile aylık iştirak nafakasının 600,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın, 328. maddesi hükmü gereğince; ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi)Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi)TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.Tüm bu maddeler doğrultusunda, mahkemece, iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.Somut olayda; davalının Otokar fabrikasında çalıştığı , aylık ek ödemelerle gelirinin 2121 TL maaş aldığı, yeniden evlendiği , yeni eşinin ev hanımı olduğu , 350 TL kira ödediği; müşterek çocuğun ilkokul 2. sınıfa gittiği anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine göre; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı fazla bulunmuş, bu husus hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı çalışan anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, davalıyı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, daha uygun nafakaya hükmetmek olmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.112016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.