Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12420 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5456 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : FETHİYE 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/01/2013NUMARASI : 2009/432-2013/84Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davaya konu aracı davalı F.. K..'dan D. Otomotiv sahibi davalı S.. D.. aracılığıyla satın aldığını, bu konuda aralarında 20.05.2008 tarihli sözleşme yapıldığını, 10.000 TL peşin ödemede bulunduğunu, kalanı çek ve senetle ödediğini, toplam 21.500 TL ödemede bulunmasına rağmen aracın devrinin gerçekleştirilmediği gibi aracın borcundan dolayı yediemin deposuna kaldırılarak elinden alındığını belirterek, şimdilik ödediği 21.500 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile uğradığı iş kaybı zararının tazminine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı F.. K..'a usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.Davalı S.. D.. cevabında; davacı ile diğer davalı arasında gerçekleştirilen araç satış sözleşmesinden bilgisinin olmadığını, bürosunda bulunan antetli kağıdın bilgisi olmadan davalı F.. K.. tarafından alınarak doldurulduğunu, bu konuda evrakta sahtekarlık suçundan F.. K.. hakkında şikayetçi olduğunu, yargılamanın devam ettiğini, hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 2918 sayılı Yasanın 20/d maddesi hükmüne aykırı olarak yapılan araç satışına göre mülkiyeti verilmeyen araç için ödenen satış bedelinin tahsiline ilişkindir.Trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin geçerliliği 2918 sayılı Kanunun 20/d maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmalarına bağlıdır. Burada sözü edilen resmi şekil, sözleşmenin noterde re'sen düzenleme şeklinde yapılmasıdır. Bu şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmeler baştan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler ise taraflar için hak ve borç doğurmazlar. Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilirler. (HGK, 2003/4- 676 E. ve 2003/639 K.sayılı kararında açıklandığı gibi)Davacı, davalılar ile yaptığı araç satış sözleşmesine istinaden, 21.500 TL ödeme yaptığını, ancak aracın devrinin gerçekleştirilmediğini belirterek, ödediği bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, davaya dayanak olarak 20.05.2008 tarihli araç satış sözleşmesini ibraz etmiştir.Araç satış sözleşmesinde alıcı kısmında davacının adı ve imzasının, satıcı kısmında davalı F.. K..'ın adı ve imzasının bulunduğu sabittir. Mahkemece, satış akdinde satıcı olarak isim ve imzası bulunan davalı F.. K..'ın 20.05.2008 tarihli araç satış sözleşmesi ve ödeme konusunda bilgisi alınmak üzere 6100 sayılı HMK.'nun 169 vd. maddeleri gereğince isticvap edilmesi gerekirken, bu husus eksik bırakılmıştır.Ayrıca, diğer davalı komisyoncu S.. D..'nın ise davaya dayanak yapılan sözleşmede imzası bulunmasa da davacı dava dilekçesinde; "ve tüm yasal deliller" diyerek yemin deliline de dayanmış bulunduğundan, davacının davalı S.. D.. ile aralarında sözleşme bulunduğu iddiası ve ödenen bedel konusunda davalı S.. D..'ya yemin teklif etme hakkının hatırlatılmaması da doğru görülmemiştir.Bunlardan ayrı olarak, eldeki davayla bağlantılı olduğu iddia edilen Fethiye Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/245 Esas sayılı dosyasında, davaya konu aracın satımı konusunda bilgi bulunması halinde davalıların mevcut dosyadaki beyanları nazara alınarak, davaya konu araç satımı ve bedel konusunda açıklık bulunması halinde değerlendirilmeli aksi takdirde, satım bedeli konusunda davacının, davalı F.. K..'a yemin teklif hakkı hatırlatılmak suretiyle sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.