MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2014NUMARASI : 2013/838-2014/801Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde;tarafların Bakırköy 2.Aile Mahkemesi'nin 2011/981 E.- 2012/1087 K. sayılı kararı ile 13.11.2012 tarihinde boşandıklarını,kararın temyiz edilmeden kesinleştiğini, kararda davalının aylık 400 TL geliri olduğu yönündeki beyanına istinaden “sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalının asgari ücretle çalıştığı tespit edilmesine rağmen “ boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile davalı lehine aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının 1986 doğumlu olup halen çalışmaya devam ettiğini,ailesi ile birlikte ikamet ettiğini, çok daha iyi kazanç elde edeceği bir işte çalışmasının mümkün olduğunu,davacının ise yeniden evlendiğini, kirada oturup aylık gelirinin asgari ücretin biraz üzerinde olduğunu, ilgili nafakayı ödemesinin davacıyı ekonomik olarak zorladığını belirterek davalı lehine boşanma neticesinde hükmedilen aylık 250 TL'lik yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı cevap vermemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile davalı için Bakırköy 2.Aile Mahkemesi'nin 2011/981 Esas 2012/1087 Karar sayılı 13.11.2012 tarihli ilamıyla belirlenen aylık 250 TL'lik yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir. Yine; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak kabul edilmemektedir (HGK 07.10.1998 gün 1998/2-656 G.688 K., HGK 28.02.2007 gün ve 2007/3-84 E.-95 K.sayılı kararları).Somut olayda, tarafların 13.11.2012 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile davalı lehine aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının SGK hizmet belgesine göre 2014 yılının 4.ayında aylık 1.071 TL geliri olduğu, davalının ise SGK hizmet belgesine göre 2014 yılı 9. ayında aylık gelirinin 1.134 TL olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin başkaca bir araştırmanın yapılmadığı, SGK hizmet belgeleri ve tanık beyanları dikkate alınarak mahkemece davalı lehine boşanma neticesinde hükmedilen aylık 250 TL'lik yoksulluk nafakasının kaldırılması yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının etraflıca araştırılması,bu kapsamda nafaka alacaklısı kadının yoksulluğunu ortadan kaldırır şekilde gelir elde edip etmediği ve düzenli gelir getiren bir işinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması, sonucunda TMK'nın 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi de nazara alınmak suretiyle,”çoğun içinde az da vardır “ilkesi de gözetilerek gerektiğinde nafakanın indirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.