Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12395 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4169 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : BEYKOZ AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2014NUMARASI : 2012/1088-2014/1367Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 1997 yılında boşandıklarını, boşanma neticesinde davalı lehine aylık 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, son olarak nafakanın aylık 400 TL'ye yükseltildiğini ve nafakanın her yıl Üfe oranında artışına karar verildiğini, davalının haysiyetsiz hayat sürdüğünü, fiilen başka erkeklerle ilişkisi olduğunu, yoksul olmadığını ve lüks bir hayat yaşadığını belirterek davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, olmadığı takdirde aylık 200 TL'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Beykoz mahkemeleri olduğunu ve yetki yönünden davanın reddini talep ettiklerini,esasa ilişkin olarak ise, davacının davalının haysiyetsiz hayat sürdüğü yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davalının dosyaya yansıyan belgelere göre hayat standartlarının yüksek olduğu, genç yaşta boşandığı, boşanmadan sonra 12 yıllık süre içerisinde kendisine iş imkanı bulabilecek konumda olduğu,bu haliyle hayatını idame ettirmesi için davacıdan almış olduğu yoksulluk nafakasına ihtiyacı olmaması gerektiğinden bahisle davanın kabulü ile; İstanbul 1.Aile Mahkemesi'nin 2004/974 Esas 2007/85 Karar sayılı 20.02.2007 tarihli kararı ile aylık 400 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş,hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir.TMK. nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder.Somut olayda, davacı tanıklarının beyanları davalının haysiyetsiz hayat sürdürdüğü,bu şekilde elde ettiği gelirle lüks bir hayat yaşadığı iddiasını ispatlar nitelikte değildir. Davalının ahlaka aykırı bir hayat sürdüğü hususu dosya kapsamına göre ispatlanamamıştır.Mahkemece, dosya içerisine alınan davalıya ait kredi kartı ekstreleri, GSM fatura dökümleri dikkate alınarak mahkemece davalının lüks kozmetik harcamaları bulunduğu, yurt dışı gezilerine çıktığı gerekçe gösterilerek davanın kabulü ile davalı lehine boşanma sonucu hükmedilmiş olan yoksulluk nafakasının kaldırılması yoluna gidilmiştir. Ancak, tarafların sosyal ve ekonomik durum raporları incelendiğinde görüleceği üzere,davalı çalışmamakta ve herhangi bir geliri bulunmamaktadır.Dairemizin kararlılık kazanan uygulamaları gözetilerek,davacının nafakanın kaldırılması olmadığı takdirde indirilmesi yönünde talebi olduğu da dikkate alınarak, TMK'nın 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınmak suretiyle, “çoğun içinde az da vardır ilkesi de nazara alınarak” davalının sosyo-ekonomik durumuna göre nafakanın indirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.