MAHKEMESİ : AKŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 11/02/2015NUMARASI : 2014/523-2015/48Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde;davacının 1995 doğumlu olup Uşak Üniversitesi'nde Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 2.sınıfta öğrenci olduğunu, davalı babanın ise Balıkesir'in Gömeç ilçesinde yaşadığını ve doğrama atölyesi bulunduğunu, yine kendisine ait bir aracı olduğunu, davacının annesi ile davalının Akşehir Aile Mahkemesi'nin 2013/185 Esas 2013/426 Karar sayılı ilamı ile 20.11.2013 tarihinde boşandıklarını, davacının 2,5 yıldır davalı babasından hiçbir şekilde maddi destek görmediğini,davacının annesinin ise ev hanımı olup geliri bulunmadığını, davalı babanın ise maddi durumunun iyi olduğunu, davacının Uşak K.Y.K. Öğrenci devlet yurdunda kalıp aylık 120 TL yurt ücreti bulunduğunu,bunun yanı sıra kırtasiye, ulaşım, giyim, sağlık, yeme, içme vb. masrafları da bulunduğunu belirterek davacı lehine aylık 500 TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde;davacının kızı olup kendisiyle görüşmediğini,açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden başlamak üzere davacı lehine hükmedilen aylık 175 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 328/2.maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.1998 gün, 1998/656-688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez.Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların baba kız oldukları davacının Uşak Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 2. sınıf öğrencisi olduğu, davacının üniversitenin yurdunda kaldığı aylık 120,00 TL yurt ücreti ödediği, çalışmadığı,yurt ücreti dışında da eğitim, giyim, yeme, içme, sağlık vb.masraflarının olacağı kuşkusuzdur.Davalı babanın ise Balıkesir ili, Gömeç ilçesi'nde doğrama atölyesi bulunup, aylık 1.500-2.000 TL civarında geliri bulunmaktadır.Davacının dava dışı annesinin ise ev hanımı olduğu, çalışmadığı, geliri bulunmadığı anlaşılmaktadır.Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yardım nafakasının niteliği, davalının gelir durumu, davacının üniversitede öğrenim gördüğü, davacının annesinin gelirinin bulunmadığı nazara alındığında, hükmedilen nafaka miktarı az olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. Bu itibarla davacı tarafın temyiz itirazları yerinde görülerek hükmün bozulması gerekmiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının giderleriyle, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, biraz daha fazla miktara hükmetmek olmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.