Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12382 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17804 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/05/2014NUMARASI : 2009/75-2014/306Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde;davacının murisi A.. İ..'ün 30.07.2007 tarihinde vefat ettiğini, murise ait Taşköprü Noterliği'nin 27.05.1994 tarih ve 3707 yevmiye nolu vasiyetnamesinin Ankara 3.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/659 Esas sayılı dosyasında açılıp okunduğunu, ilgili vasiyetname incelendiğinde murisin sahibi olduğu Kastamonu ili, Taşköprü ilçesi,Gizlice mahallesi, H. A. Caddesi,Fatih İlkokulu karşısında bulunan 239 ada 35, 36, 37, 38 parsellerdeki hak ve hisselerini ve yine 35 parsel üzerinde bulunan iki katlı + çatı katlı kargir evdeki 1/2 hissesini kızı davalı E.. İ..'e vasiyet ettiğinin öğrenildiğini, murisin vasiyetnameyi tasarruf ehliyeti olmadığı bir sırada düzenlediğini, vasiyetnameyi düzenlediği tarihte ileri yaşta olduğunu, vasiyetnamede ayrım yapmadan diğer tüm çocuklarına da nakdi yada gayrimenkul alımı suretiyle yardımda bulunduğunu açıklamasına rağmen davacıya hiçbir yardımda bulunmadığını, yine aynı nedenlerle ölüme bağlı tasarrufun yanılma veya yanıltma nedeniyle düzenlendiği kanısında olduklarını, vasiyetname konusu taşınmaz malların davalıya vasiyet edilmesi nedeniyle davacının mahfuz hissesinin çiğnendiğini belirterek muris A.. İ..'ün Taşköprü Noterliği'nin 27/05/1994 tarih ve 3707 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin iptaline, olmadığı takdirde vasiyete konu tasarrufların davacının saklı payı oranında tenkisine, vasiyet konusu taşınmaz mallardaki mahfuz hissenin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iptal ve tenkis davası açma hakkının MK'nun 559. ve 571. maddeleri uyarınca süresinde olmadığını,yasal süresi içinde açılmayan davanın reddini talep ettiklerini, murisin tasarruf ehliyetinin olmaması ya da yanılma yanıltmadan bahsedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, murisin ölüm anına kadar tasarruf ehliyetinin bulunduğunu ispata yarar 1994 ve 2001 yılında alınmış raporların bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Birleşen Ankara 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/139 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde;davacının murisi A.. İ..'ün 27.05.1994 tarihinde yapmış olduğu vasiyetname ile tüm mallarını kızı E.. İ..'e bıraktığını, murisin biri davacı olmak üzere üç çocuğu daha bulunduğunu, 1912 doğumlu olan murisin vasiyetnameyi yaptığı tarihte 82 yaşında olduğunu, vasiyetnamenin miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapıldığını belirterek vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde davacının saklı payı oranında tenkisine, tapunun saklı pay oranında iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen Ankara 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/139 Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde;davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, murisin tasarruf ehliyetinin öldüğü tarihe kadar yerinde olduğunu, 1994 yılında ve 2001 yılında ruh sağlığının yerinde olduğuna dair raporlar alındığını, Medeni Kanun'un 57. maddesinde hangi sebeplerle ölüme bağlı tasarrufun iptali davasının açılabileceğinin belirtildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece,kısa kararda tenkis talebi yönünden;asıl davanın kabulü ile 6.666,17 TL'nin tercih tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine;birleşen davada ise davanın kabulü ile 6.666,17 TL'nin tercih tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş,ancak hükmün gerekçesinde “...asıl ve birleşen davada davacıların vasiyetnamenin iptali,aksi takdirde tenkis talebinde bulundukları,murise ait 1994 ve 2001 yılında alınmış tasarruf ehliyetinin bulunduğuna ilişkin raporlar bulunduğundan vasiyetnamenin iptali talebinin yerinde olmadığı...şeklinde değerlendirme yapılmıştır.Bu haliyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki olup, bu durum usul ve yasaya aykırıdır.Şu durumda, mahkemece; gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki giderilecek şekilde vicdani kanaate göre yeniden bir karar verilmelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.