MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; davalı ... ile evlenmek üzere tanıştırıldığını, önceden boşanmış olduğunu bildiği davalının resmi evlilik işlemleri sırasında sorun çıkmayacağını kendisine söylediğini,davalı ...'e başlık parası olarak 3.000,00 TL gönderdiğini, davalı ...'e 1.300,00 TL değerinde iki adet sütlük altın ve 2.300,00 TL değerinde iki adet bilezik aldığını, 1.650,00 TL ...' ya gidip gelirken ve davalıyı Bursa' ya getirirken kredi kartı harcaması yaptığını, evlilik işlemleri için ... Nüfus Müdürlüğüne müracaat ettiklerinde davalı ...'in iddet müddetinin bitmediğini, otuz dört gün daha beklemeleri gerektiğinin söylendiğini, davalı ile bir süre birlikte yaşadıklarını, ancak davalı ...'in resmi evlilik yapılmadan kızını alıp götürdüğünü, maddi kayba uğradığını ayrıca bu olaylar nedeniyle toplum içinde küçük düştüğünü, onurunun kırıldığını belirterek şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... cevap dilekçesinde; Nişan masraflarını karşılamak için davacıdan 3.000,00 TL aldığını ancak parayı nişan merasiminde kullandıklarını, davacının ana sütlüğü olarak verdiğini iddia ettiği bedelin alınan 3.000,00 TL içinde olduğunu, davacının kızına taktığı bilezikleri ise davacının kızı ile birlikte yaşamalarından sonra geri alarak bozdurduğunu ve kredi kartı borcunu ödediğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Davalı ... cevap dilekçesinde; davacı ile boşanmadan sonraki iddet müddeti dolmadığından resmi olarak nikah kıyamadıklarını, davacı ile gayri resmi olarak elli iki gün birlikte yaşadıklarını, davacının kendisine tecavüz edip, o süre boyunca davacının kendisine sürekli hakaret ettiğini, dul olduğu için davacının kendisini sevmediğini, müşterek konuttan kovmaya çalıştığını, davacı ile birlikte yaşayamayacağını anlayınca babasına haber verdiğini ve müşterek konuttan ayrıldığını, davacının bilezikleri zorla kendisinden aldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.BK.'nun 65. maddesinde; "Haksız yahut ahlaka (adaba) mugayir bir maksat istihsali için verilen bir şeyi istirdada mahal yoktur.”Somut olayda, davacı nişan bozulması gerekçesi ile yaptığı masrafların bedelinin nakten iadesi ile ve manevi tazminat istemiştir. Mahkemece dinlenen davacı tanıkları tarafların yaklaşık üç ay kadar nikahsız birliktelik yaşadıklarını bildiklerini beyan etmişlerdir.Yine tarafların bir müddet birlikte yaşadıkları tarafların kabulündedir. Taraflar arasında nişan değil, gayri resmi evlilik vardır. Tarafların nikahsız yaşamaları bu birleşmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nişanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Bu nedenle davacının davalılara verdiği bedelin meşru olmayan bir maksadın istihsali için verilmiş olduğunu kabul zarureti vardır. BK'nın 65. maddesine göre gayri ahlaki bir amacı sağlamak için verilen şeylerin geri alınması mümkün değildir. Nişanın bozulmasında hediyelerin iadesi ile ilgili hükümlerin burada kıyasen uygulanması yoluna gidilerek davanın kısmen kabulünde isabetli değildir. Bununla birlikte, manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği ispat edilmediğinden, manevi tazminat yönünden de davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davacının manevi tazminat isteminin de kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla, mahkemece değinilen bu yön gözetilerek, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir .SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.