MAHKEMESİ : ANKARA 6. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 11/12/2013NUMARASI : 2013/792-2013/3298Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı abonelik sözleşmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili olan davacının su abonesi olmak için davalı idareye başvurduğunda kendisinden kanal katılım ve şebeke hisse bedeli adı altında toplam 5.000 TL talep edildiğini, bu bedel ödenmediği takdirde su aboneliğinin yapılmayacağını, istenen bu bedelin haksız olarak talep edildiğini, bedelsiz olarak su aboneliği kurulmasını talep etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, Belediye Gelirleri Kanununun 87 ve 88. maddeleri ile ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi uyarınca idarece sunulan hizmet karşılığı ilk malikten ferdi abonelik sırasında alınan bedel olduğunu, müvekkili idarenin davacı tarafa ait bağımsız bölümün yer aldığı taşınmazın faydalanmakta olduğu su şebekesi ve kanal hatlarını inşa ettiğini, bu nedenle ilk malik olan davacıdan davaya konu edilen altyapı hizmet bedellerinin yasa gereği tahsil edildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının 224,20 TL’den sorumlu olduğuna, 4.775,80 TL’den sorumlu olmadığına karar verilmiş, iş bu kararın davalı (ASKİ) vekili tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18/12/2012 tarihi, 2012/26164-28906 Esas, Karar sayılı ilâmı ile; “aynı yere (mahalle) ilişkin olarak başka dosyalarda alınan bilirkişi raporları ile bu dosyadaki rapor arasında bariz farklılık bulunması nedeniyle, bu farklılığın giderilerek karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, bilirkişiden rapor alınarak, davacının 5.623,77 TL’den sorumlu olduğu, bunu aşan kısımdan sorumlu olmadığı şeklinde karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacının; davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.01/07/1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87. maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır.a- Kanalizasyon tesisi yapılması,b-Mevcut tesislerin sıhhî ve fennî şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.” düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi ile de su tesisleri için 87. maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür.2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ASKİ Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır.Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30. maddesinin 3. fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanununun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez.Kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinin hesaplanma şekli, ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesinde şu şekilde belirlenmiştir; Bu hâliyle rapor, yönetmelikteki hesaplama sistemine göre yapılmadığı, taraf ve Yargıtay denetimine de açık değildir.Bu durumda, mahkemece; kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak, ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesindeki formüle göre, taraf ve Yargıtay denetimine uygun şekilde yeniden alınacak uzman bilirkişi raporundan sonra oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.