Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12328 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 940 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2007/477-2013/912Taraflar arasındaki tapu iptal, tescil olmadığı takdirde alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi ayrı ayrı davalılar vekillerince istenilmekle; daha önceden belirlenen, 02.07.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı M.. T.. vekili Av.Ali F.E. ile davalı A.. B.. vekili Av.Ş. A. ile aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. E.. Y.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin 02.02.2015 günü saat 14.00'e bırakılması uygun görüldü. Belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tapuda Konya ili H. C. mahallesi 19-J-IV pafta, 20509 ada 3 parselde M.. T.. adına kayıtlı 1265/12422 m2 hisse ile A.. B.. adına kayıtlı 1138/12422 m2 hisse ve 20508 ada 5 parselde M.. T.. adına kayıtlı 821/11814 m2 hisse ile A.. B.. adına kayıtlı 822/11814 m2 hisselerin, kat karşılığında S.S. ....Konut Yapı Kooperatifı'ne 4 adet sözleşmeyle verilmesi sonucu arsa malikleri A.. B.. ve M.. T..'a verilecek toplam 19 adet dairenin paylaşımına yönelik müvekkili B.. A.. ile, M.. T.. ve A.. B..'ın aralarında iki şahit huzurunda imzalanan bu sözleşme uyarınca "Belediye hissesine isabet eden 5 dairenin 2 dairesi A.. B..'ın, 2 dairesi M.. T..'ın, 1 dairesi de B.. A..'ın olacağını, yapılan masrafların ve çalışmaların eşit olarak yapılması nedeni ile dairelerin 1/3'ü M.. T..'a 1/3'ü A.. B..'a ve 1/3'ü de B.. A..'a ait olduğunu, sözleşmeye aykırı hareket edilmesi ve uyulmaması halinde hak sahibine günün rayiç değeri üzerinden alacağı daire ve dükkan sayılarına karşılık gelen bedeli ödemeyi bu sözleşme ile kabul edildiğini", ilgili daireler kooperatif tarafından yapılıp teslim edildiği halde, yapılan tüm harici çağrılara rağmen davalılar tarafından sözleşme gereğince müvekkiline verilmesi gereken 5 adet dairenin devir ve teslimi yapılmadığı gibi, bedelleride ödenmediğini, Konya 4. Noterliği'nin 05.09.2006 tarih ve 30200 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalılardan Mehmet Tozan'ın müvekkili sözleşme gereğini görüşmek üzere davet ettiğini, müvekkili tarafından davete icabet edilmesine rağmen, sözleşme gereğini davalılar yine de yerine getirmediğini, Konya 3. Noterliğinden 31.10.2007 tarih ve 27761 yevmiye no ile davalılara keşide edilen ihtarnameninde sonuçsuz kalması üzerine iş bu davanın ikame edildiğini belirterek, fazlaya ve tazminata ilişkin tüm hakların saklı kalmak kaydıyla, sözleşme gereğince müvekkiline verilmesi gereken 5 adet dairenin tapuda devir ve teslimine, aksi durumda 5 adet dairenin rayiç değerinin (ıslahla 410.000 TL'nin) dairelerin tapuda devir ve teslim edildikleri tarihten itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; ıslah da dikkate alınarak bilirkişi M. İ., H. K., hukukçu bilirkişi R. F. E.'ın 07.06.2013 tarihli ek rapor ile 01.11.2013 tarihli 2. ek raporundaki değerler ıslah oranında hüküm altına alınan dairelerin değerleri tenkisen ve orantılı olarak düzeltilerek toplam 410.000 TL değerde olduğunun tespitiyle davanın kısmen kabulü ile 20509 ada 3 parsel H blok 2. Kat (220 m2) 17 nolu bağımsız bölüm nolu mesken, 20508 ada 5 parsel E blok 2. kat (145 m2) 15 nolu bağımsız bölüm nolu mesken ve A blok 4. kat 23 nolu (225 m2) bağımsız bölüm nolu meskenin davalı A.B. B. adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline, 20509 ada 3 parsel A blok 2. kat 7 bağımsız bölüm nolu meskenin davalı M.. T.. adına olan tapunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davacı 5 dairenin tapusunu devir ve teslimi (tapu iptal ve tescil) talep ettiği, hüküm altına alınan 4 daire bedelinin ıslah ile yukarıdaki gibi 410.000 TL olarak kabul edilerek hüküm kurulduğu, bunun dışında dava konusu edilen 5. daireyi davacının hak etmediği, davacı vekilinin 04.03.2010 tarihli dilekçesinde zemin daire değeri 70.000 TL olduğunu kabulüyle bu daire yönünden talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Bir davada ileri sürülen olguları kanıtlamak taraflara, bu olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak doğrudan hakime ait bir görevdir. (HUMK. 76.madde- HMK. 33.madde)Mahkemece; taraflar arasındaki dava, sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde daire bedellerinin tahsiline ilişkin alacak davası olarak nitelendirilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere uyuşmazlık, tarafların açıkladıkları bir iradeye, eşsöyleyişle sözleşmeye dayalı olduğundan, sözleşme hükümleri yerine getirilmelidir. Dava dosyası Hukuk Başkanlar Kurulunca adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlık olarak nitelendirilip, temyiz incelemesini yapma görevi dairemize verilmiş olduğundan davaya konu sözleşmenin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.Bilindiği üzere, adi ortaklık sözleşmesi, rızai bir sözleşme olup, sürekli bir borç ilişkisi teşkil eder. Bunun yanında, adi ortaklık sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olarak nitelenemez. Çünkü, adi ortaklıkta ortakların menfaatleri birbirine zıt değildir. Aksine, ortaklar müşterek bir amaca ulaşmak için borç altına girmektedirler. Ayrıca, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde edimler değişilirken, ortaklık sözleşmesinde müşterek bir amaca ulaşmak için güçler birleştirilir. O halde, adi ortaklık sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir mübadele sözleşmesi olmadığı gibi eksik iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşme de değildir. Bu açıklamalar ışığında, davaya konu tarihsiz sözleşme incelendiğinde; tarafların, davalılara ait arsa üzerinde dava dışı kooperatif tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşa edilecek dairelerde (davacının da masraflara katılması nedeniyle) hissedar olduğu açıklandıktan sonra arsa sahipleri sıfatıyla davalılara verilecek olan dairelerin taraflar arasındaki paylaşım şekliyle tarafların hak ve yükümlülükleriyle, bu hak ve yükümlülüklere aykırı davranışın müeyyidesi kararlaştırılmıştır. Görüldüğü üzere, davaya konu tarihsiz sözleşme, her ne kadar rızai bir sözleşme ise de; sürekli bir borç ilişkisi teşkil etmemektedir. Diğer bir anlatımla, sözleşmede edimlerin bir kere değişimi kararlaştırılmıştır. Bunun dışında, sözleşmenin tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu da açıktır. Bu durumda, davaya konu tarihsiz sözleşmenin, tam iki tarafa borç yükleyen ve sürekli borç ilişkisi teşkil etmeyen bir sözleşme olduğu, eşsöyleyişle adi ortaklık sözleşmesi olmadığı ortadadır. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen tarihsiz sözleşmede; davaya konu paylaşılan dairelerle ilgili "Kat irtifakı kurulup ferdileşmeye geçilmesinden sonra daire ve dükkanlar belirlenip, hak sahiplerini kat irtifakı tapuları 30 gün içerisinde intikal ettirilecektir. Taraflar, her ne surette olursa olsun daire ve dükkanları satamayacak ve devir işlemi yapamayacaktır. Yapmaları durumunda sorumluluk kendilerine aittir. Bu sözleşme kat irtifakı kurulup daire ve dükkanların belirlenmesinden ve intikal edilmesinden sonra iptal edilecektir. (....) sözleşmeye aykırı hareket edilmesi ya da uyulmaması halinde hak sahibine günün rayiç değeri üzerinden alacağı daire ve dükkan sayılarına karşılık gelen bedeli ödemeyi kabul edilmiştir." denilmektedir.Hal böyle olunca; Mahkemece; öncelikle sözleşme hükümleri doğrultusunda dava konu dairelerin kat irtifakı kurulup ferdileşmeye geçildiği tarihin mahkemece araştırılıp, belirlenmesi sonrasında ise, davaya konu dairelerin bu tarihteki rayiç değerleri hakkında uzman bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine uygun ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalılara ait dairelerin tapularının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekilleriyle temsil edilen davalılar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre ayrı ayrı takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.