Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12293 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4945 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : BATMAN AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 23/12/2013NUMARASI : 2013/340-2013/228Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, müşterek çocuk için 400 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı adına çıkarılan duruşma günü davetiyesinde davacı vekilinin adresi yazılmak suretiyle O. E. isimli kişiye tebliğ edildiği, yargılamanın davalının yokluğunda yapıldığı ve davalının cevap dilekçesi de vermediği anlaşılmıştır.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 250 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.Dosya kapsamından davalının tebligat adresinin “Ç. Mah., ... Sk., No:11, İç kapı No:.. B..” olmasına rağmen, duruşma günü içeren dava dilekçesinin davacının avukatı S. Ö.'e ait “K.Mağazası Üstü, Kat:7, No:..B..” adresine gönderildiği ve "O. E." isimli kişi tarafından tebellüğ edildiği, mahkemece bu tebligatın usulüne uygun tebligat olarak kabul edilerek davalının yokluğunda 2.celsede karar verildiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle “tebligat”, “taraf teşkili”, “adil yargılanma” ve “hukuki dinlenilme hakkı” kavramları üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır:Yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır. Bir davada davalının, davacının açmış olduğu davadan haberdar olması, davaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.1086 sayılı HUMK.nun 73.maddesi, 6100 sayılı HMK.nun 27.maddesine göre "Hukuki Dinlenilme Hakkı" iddia ve savunmada bulunma hakkından daha geniş olarak ve Anayasanın 36.maddesine uygun bir düzenleme olup; (6100 sayılı HMK.nun 27.mad. Hükümet Gerekçesi) 6100 sayılı HMK.nun 27, Anayasanın 36.maddesi ışığında "Hukuki Dinlenilme Hakkı" sağlanmadan taraflar usulüne uygun olarak iddia ve savunmaları için mahkemeye çağrılmadıkça haklarında hüküm kurulamaz. Olayımızda davalının usulüne uygun olarak çağrılmadığı, savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından yokluğunda yapılan tahkikat sonunda oluşturulan hükmün sair temyiz itirazları incelenmeksizin bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüne, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.