Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12227 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6128 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 15/12/2014NUMARASI : 2014/776-2014/1094Taraflar arasındaki tapu iptal tescil-ecrimisil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın davalı Halkbankası yönünden reddine, davalı Sakine yönünden kabulüne, birleşen ecrimisil davası yönünden mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde, davayı S.. A.. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davaya konu dairenin 1/3 hissesinin davacı tarafından nişan hediyesi olarak bedelsiz davalıya devredildiğini, ancak nişanın bozulduğunu, nişanın bozulması nedeniyle dairenin 1/3 hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen ecrimisil davasında ise; davalı S.. A..'ün davaya konu daireyi haksız olarak işgal ettiği gerekçesiyle 38.000 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsili dava ve talep edilmiştir.Davalı Türkiye Halkbank A.Ş. vekili cevabında; davalı bankanın taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmadığını, devir işleminin tarafının davacı ile S.. A.. olduğunu, devir işleminin tarafı olmayan banka aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalı S.. A.. vekili cevabında; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini ayrıca davacı ile davalı arasında nişan akdinin gerçekleşmediğini, davaya konu dairenin de davalıya bedelsiz olarak deviredildiği iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, 07.11.2012 tarih ve 2010/645-2012/1138 K. ile; birleşen ecrimisil davası yönünden görevsizlik kararı verilmiş,asıl dava yönünden, davalı Halkbankası A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine,davalı S.. A.. aleyhine açılan davanın kabulü ile, ....Toplukonut İdaresi 3. Etap A15 Blok 38 nolu taşınmazda bulunan davalının 1/3 hissenin davacı adına tesciline karar verilmiş, hükmün davalı S.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 12.06.2014 günlü ve 2014/5635-9584 E.K. sayılı ilamı ile;''... karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin, yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.'' gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, mahkemece; bozma doğrultusunda işlem yapılarak, bozma öncesi gerekçe ve hüküm çerçevesinde, temyize konu karar verilmiş, verilen hüküm davalı S.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; davacı, davalı ile aralarındaki nişanın bozulması nedeniyle, nişan hediyesi olarak sahibi olduğu dairenin 1/3 hissesini 09.06.2003 tarihinde davalıya bedelsiz devredildiğini ileri sürerek asıl davada tapu iptali ve tescil, birleşen davada ise ecrimisil talebinde bulunmuştur.Aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 2.kitabı ile (3 kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanunun yürürlüğü ve uygulanış şekli hakkında kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemesinde görülür.Taraflardan birinin nişan tarihinde veya dava konusu dairenin nişan hediyesi olarak devredildiği tarihte bir başkası ile evli olmaları halinde, taraflar arasında yapılan nişan mutlak butlanla batıl olup, hukuken tarafları bağlayıcı bir sonuç doğurmaz.Bu durumda, davanın dayanağı haksız fiil olacağından; uyuşmazlığa genel mahkemede (Asliye Hukuk Mahkemesinde) bakılması gerekecektir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Usul kuralları (görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata) kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturmamaktadır. Bu nedenle, görev hususunun mahkemenin her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) nazara alınması gerekir. (HGK. nun 29.3.1995 gün ve 1994/14 – 855 E, 1995/242 K. sayılı ilamı; Prof. Dr. B. K., Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001 Baskı, Cilt 5, sayfa 4786-4791 vd.)Dosyada dinlenen, davacı tanıklarından Nilgün tarafların 1998 yılında nişanlandıklarını, diğer tanık Haydar ise tarafların 2002-2003 döneminde nişanlandıklarını beyan etmiştir. Dosya kapsamında taraflarca, dava konusu nişanlılığın hangi tarihler arasında olduğuna dair bir başka beyan bulunmamaktadır. Dosya içerisinde mevcut olan davalı Sakine'nin nüfus kayıt örneğinden, davalının 1983-1999 yılları arasında bir başkası ile evli olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken mahkemece, taraflar arasındaki nişanlılığın başlangıç ve bitiş tarihleri saptanmalı, davacı ve davalının vukuatlı nüfus kayıt örneklerinin sağlıklı biçimde dosya içerisine alınarak, mahkemece saptanacak nişanlılık tarihlerinde ve dava konusu nişan hediyesi olarak verildiği iddia edilen daire hissesinin devir tarihinde tarafların bir başkası ile resmi evliliklerinin bulunup bulunmadığı araştırılarak, bu husus tereddüte mahal vermeyecek şekilde saptanmalı ve sonucuna göre öncelikle mahkemenin görevi değerlendirilmeli, sonrasında işin esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde hüküm kurulmalıdır. Buna göre, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.