Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1221 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16413 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BİGA ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 15/03/2013NUMARASI : 2007/88-2013/85Taraflar arasında görülen eşya iadesi talebi ve ziynet talebi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı-k.davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı-karşı davalı vekili, tarafların 04.03.2004 tarihinde boşandıklarını, davalının davacıyı müşterek haneden kovduğunu, ziynet eşyalarının ve Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/573 D.İş sayılı dosyası tespit edilen davacıya ait eşyaların davacıya verilmediğini ileri sürerek, mahkemece tespit edilen bu eşyaların ve davalı tarafından alıkonulan 15 adet 10 gramlık 22 ayar altın bilezik, 93 adet çeyrek altın, 3 lü set altın gerdanlık, bilezik ve küpelerin aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde dava tarihi itibariyle rayiç bedellerinin ödenmesine ve karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili, tarafların yaklaşık 3,5 ay bir arada yaşadıklarını, taraflar arasındaki geçimsizlik nedeniyle davacının müşterek haneden ayrıldığını, davacının evden ayrılırken tüm ziynetleri ve şahsi eşyalarından da götürebildiği kadarını aldığını, tek başına götürmesi mümkün olmayan çamaşır makinesi, bulaşık makinesi vs. gibi bir takım eşyaların ise müşterek evde kaldığını, davacının boşanma davası sırasında mahkemece kusurlu bulunduğunu, davacının boşanmaya kusurlu davranışları ile sebebiyet vermesi nedeniyle Borçlar Kanununun 244/2.maddesi gereğince bağıstan rücu koşullarının oluştuğunu belirterek, düğün sırasında davacı-karşı davalıya hediye edilen 12 adet 10 gramlık 22 ayar bilezik, 80 adet çeyrek altın, altın gerdanlık takımının davalı-karşı davacıya aynen iadesine, olmadığı takdirde 5.808,00 TL bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı-karşı davalının davasının kısmen kabulü ile ziynet eşyaları isteğinin reddine, tespit edilen menkul malların kullanılmadan olduğu gibi muhafaza edildiği anlaşıldığından kendisine iadesine, olmadığı takdirde 01/11/2009 tarihli bilirkişi raporundaki tespit edilen bedeli olan 3.642,00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine; davalı-karşı davacının davasının kabulü ile, düğün sırasında davacıya hediye edilen ve davalı karşı davacıya ait olduğu anlaşılan ve 08/05/2009 tarihli bilirkişi raporunda ayrıntıları ile tespit edilen, 12 adet 10 gram 22 ayar bilezik, 78 adet çeyrek küçük altın ve gerdanlık takımının aynen, olmadığı takdirde bilirkişice dava tarihi itibariyle tespit edilen bedeli olan 5.496,00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.HMK'nun 127/1. maddesi gereğince, cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak üzere ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhal bildirilir.HMK'nun 133. maddesi gereğince, karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır. Süresinden sonra karşı dava açılması halinde, mahkeme davaların ayrılmasına karar verir.Somut olayda, davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıdan ziynet eşyalarının ve mahkemece tespiti yapılan diğer eşyalarının aynen veya bedelinin iadesini talep ettiği; davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıdan davacı tarafından evden ayrılırken götürülen ziynet eşyalarının bağıştan rücu koşullarının oluşması nedeniyle aynen veya bedelinin iadesini talep ettiği anlaşılmaktadır.Yargılama sırasında dava dilekçesinin davalı-karşı davacıya 18.01.2004 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-karşı davacı tarafından 28.10.2004 tarihinde cevap dilekçesi verildiği, cevap dilekçesi ile birlikte karşı davanın HMK'nun 133. md öngörülen iki haftalık cevap süresi geçtikten sonra açıldığı ve mahkemece asıl dava ile birlikte karşı dava hakkında da karar verildiği anlaşılmaktadır.Süresi geçtikten sonra açılan karşı dava hakkında mahkemece ayırma kararı verilmesi ve ayrı bir esasa kayıt yapılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken, davalı-karşı davacının bağıştan rücu talebi de değerlendirilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.