MAHKEMESİ : SİVAS 1.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 25/09/2013NUMARASI : 2010/1041-2013/449Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın 04.09.2013 ve 25.09.2013 tarihli duruşmalarının davacı tarafça takip edilmediği gerekçesiyle HMK'nun 320/4. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. HMK.nun 150/1 maddesine göre; usulüne uygun biçimde çağrıldıkları halde, davanın taraflarından her ikiside duruşmaya gelmezse, mahkeme,dava yenileninceye kadar dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilirDuruşmaya gelmeyen taraflardan biri, mahkemeye bir mazeret dilekçesi göndermiş ise bakılır:Mahkeme özürü yerinde görerek kabulüne karar verirse, yeni bir duruşma günü belirleyerek tarafların bu duruşmaya davet edilmelerine karar verir. Diger bir anlatımla, dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar veremez.Öte yandan, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olması halinde, taraflardan biri, davayı işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenileyebilir. Yenileme talebinde bulunan tarafın verdiği yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir (HMK. md.150/4).Dava dosyasında yer alan duruşma tutanaklarının incelenmesinden; 04.09.2013 tarihli duruşmaya davacı vekilinin mazeretsiz olarak, davalı vekilinin ise mazeret bildirerek katılmadığı, mahkemece davalı vekilinin mazeretinin kabul edilerek duruşmanın 25.09.2013 tarihine bırakılmasına karar verildiği, bu ara kararına rağmen mahkemece 09.09.2013 tarihinde re'sen duruşma açılarak, davalı vekili tarafından verilen 05.09.2013 tarihli dilekçe ile davanın takip edilmeyeceği bildirildiğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davacı vekilinin 05.09.2013 tarihli yenileme dilekçesi gözönüne alınarak davanın kaldığı yerden devamına, bu nedenle duruşmanın önceki ara kararı uyarınca 25.09.2013 tarihine bırakılmasına karar verildiği, ancak taraflara duruşma gün, saat ve yerini bildiren davetiye çıkartılmadığı, 25.09.2013 tarihli duruşmaya davacı vekilinin mazeretsiz olarak, davalı vekilinin ise mazeret bildirerek katılmadığı, mahkemece, davalı vekilinin mazereti reddedilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkece; 05.09.2013 tarihinde resen duruşma açılarak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bundan ayrı, dava dosyasının yenilenmesine rağmen, taraflara duruşmanın 25.09.2013 tarihine bırakıldığının usulünce bildirilmemesi ve sonrasında 25.09.2013 tarihli celsede dosyanın ikinci kez takipsiz bırakıldığından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de doğru değildir.Buna göre mahkemece; davanın açılmamış sayılması için gerekli yasal koşulların oluşmadığı gözetilerek, duruşma gün, saat ve yerinin taraflara usulünce bildirilmesi ve yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.