Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12180 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17479 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BABAESKİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/06/2014NUMARASI : 2013/264-2014/275Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının, kurum personeli olarak çalıştığı 2004-2008 yıllarında yapılan ödemelerde eksik gelir ve damga vergisi kesintisi yapıldığını, bu nedenle toplam 2.919,91 TL fazla ödeme yapıldığını, fazla ödenen tutarın geri ödenmesinin talep edilmesine rağmen rızaen ödemede bulunmadığını belirterek, ödenen miktarın ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; emekliye ayrıldığını, 19/07/2012 tarihinde eksik vergi hesaplandığından bahisle borcu ödenmesinin talep edildiğini, itiraz ettiğini ve İstanbul 1.Vergi Mahkemesinde dava açtığını, mahkemece sözkonusu ödeme emrinin hukuka uygun bulunmadığına karar verildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; idarenin eksik yapmış olduğu kesintilerle ilgili davalının herhangi bir gerçek dışı beyanı veya hilesinin bulunmadığı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararı uyarınca da eksik yapılan kesintilerin davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri alınamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu alacak, davalıya yapılan ödemelerden eksik gelir ve damga vergisi kesilmesi nedeniyle yapılan fazla ödemenin tahsili talebine ilişkindir.Somut olayda, dava konusu fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.TBK. md. 77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. md. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır.HGK'nun 05.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E.-1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; ödemenin şart tasarrufa dayanmadığı gözönüne alınmak suretiyle; davacının, (davacının, davalı adına ödediği bir tutarın olup olmadığı araştırılarak) eksik vergi kesintisi nedeniyle davacıya yaptığı fazla ödeme miktarına ilişkin uzman bilirkişiden yeterli ve denetlenebilir rapor alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis etmek olmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.