MAHKEMESİ : MENDERES 1. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 14/11/2014NUMARASI : 2013/406-2014/482Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların İzmir 2. Aile Mahkemesi'nin 2012/16 Esas- 2012/41 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını ve bu karar ile müşterek çocuklar Kayra ve Berçem için ayrı ayrı 125'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak aradan geçen zaman içerisinde müşterek çocukların ihtiyaçlarının arttığını ve nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, her iki çocuk için iştirak nafakasının ayrı ayrı 400'er TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili davalı ile davacının anlaşmalı olarak boşandıklarını ve boşanma davasında belirlenen iştirak nafakasının ancak kararda belirtildiği şekilde yıllık TEFE oranında artırılabileceğini, bunun dışında nafakanın günün koşullarına uyarlanmasını ve artırılmasını gerektirecek şekilde tarafların sosyal ve ekonomik durumda bir değişiklik olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; iştirak nafakası miktarının anlaşmalı boşanma davasında tarafların iradeleri ile belirlendiği, ayrıca boşanma davasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında davacı aleyhine ve davalı lehine olacak şekilde önemli değişiklikler olduğunun ispat edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir.TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.Somut olayda, yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre, davacının polis memuru olduğu, aylık 2500 TL maaş aldığı ve 300 TL lojman kirası ödediği, davalının da aynı şekilde polis memuru olup, aylık 2900 TL maaşının bulunduğu ve kendisine ait evde yaşadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, İzmir 2. Aile Mahkemesi'nin 2012/16 Esas- 2012/41 Karar sayılı ve 16.01.2012 tarihli (boşanma) ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan geçen yaklaşık iki yıllık süre içerisinde, müşterek çocukların büyümesi ve ihtiyaçlarının artması karşısında düşük kaldığı anlaşılmaktadır.Buna göre mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumları, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak iştirak nafakasının TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.