Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12151 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4152 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : SERİK 3. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 09/09/2014NUMARASI : 2013/572-2014/318Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının üniversite öğrencisi olduğunu ve davalı babanın müvekkiline maddi destek sağlamadığını belirterek, davacı için aylık 1.400 TL yardım nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece; üniversite öğrencisi olan davacının adına kayıtlı bir adet taşınmazı (konutu) bulunduğundan davalıdan nafaka talep etme hakkı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; 1993 doğumlu reşit kız çocuğunun üniversite eğitimini devam ettirebilmek için davalı babasına karşı açtığı yardım nafakası talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir.TMK.'nun 328.maddesinde; anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, anne ve baba durum ve koşullara göre, kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler", düzenlemesi yer almıştır.Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında da; ":...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların" yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.Taraflar hakkında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmalarında; davacının Çankaya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde %50 burslu olarak eğitimine devam ettiği, yıllık olarak değişmekle birlikte 2013-2014 öğretim yılı ücretinin 11.172 TL olduğu, adına kayıltı Mersin İli ... Mahallesi'nde bir adet mesken niteliğinde taşınmaz (konut) bulunduğu, davalının ise öğretmen olduğu, aylık 3000 TL gelirinin bulunduğu ve aylık 375 TL kira ödediği tespit edilmiştir. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.Somut olayda, davacı adına kayıtlı olan mesken niteliğindeki taşınmazın, davacının annesi tarafından, 22/07/2013 tarihinde satışı sureti ile davacıya devredildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında, davacının bu taşınmazdan gelir (kira vb.) elde ettiğine dair bir iddia ileri sürülmediği gibi bu yönde bir delil de sunulmamıştır. Davacı tarafın bu taşınmazı bizzat kendisinin kullandığı düşünülse dahi bu durumda da ancak davacının barınma ihtiyacının karşılanmış olacağı, bunun haricindeki diğer eğitim, sağlık, giyim, kültür vb. zorunlu ihtiyaçlarını ise karşılamaya yeterli geliri bulunmayan davacının yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşeceği gözden uzak tutulmamalıdır. Kaldı ki bu taşınmaz davacının annesi tarafından davacıya devredilmiş olup, bu durum davalı babanın da, eğitim hayatı devam eden davacı kızına yardım yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacaktır.Bu durumda mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, dava dışı annenin nafakaya katılma yükümlülüğü, davacının giderleri ve öğrenim gördüğü üniversite masrafları karşısında, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde, ülke ekonomisindeki gelişmeler ve enflasyon nedeniyle paranın satın alma gücünün azalması hususları gözönünde bulundurularak, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, davacı lehine yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin tümden reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.