MAHKEMESİ : ÜRGÜP ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 11/11/2014NUMARASI : 2013/297-2014/262Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müşterek çocuk için Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/4 Esas, 2011/169 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 350 TL iştirak nafakasının, aradan geçen süre içerisinde müşterek çocuğun ihtiyaçlarının artması sebebiyle yetersiz kaldığını belirterek, nafakanın aylık 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; öğretmen olduğunu, maaşı dışında başka bir gelirinin bulunmadığını, davacı ile evli olduğu dönemde kullandığı banka kredileri ve kredi kartı borçları sebebiyle maaşından yüklü miktarda kesinti yapıldığını ve talep edilen nafakayı ödeme gücü olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; tarafların sosyal ekonomik durumları ile müşterek çocuğun ihtiyaçları ve son nafaka artırım tarihinden itibaren geçen süre göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne ve iştirak nafakasının aylık 550 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir. Dosya içeriğinden; tarafların sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; davacının öğretmen olduğu ve kendisine ait evde yaşadığı, davalının da yine öğretmen olduğu, maaşından yapılan icra ve nafaka kesintilerinden sonra aylık 1200 TL gelirinin bulunduğu, annesine ait evde yaşadığı ve kira ödemediği, müşterek çocuğun ise 1999 doğumlu olup, lise öğrenimine devam ettiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim, davacı annenin de müşterek çocuğa yapacağı katkı ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu nazara alındığında; hükmedilen iştirak nafakası bir miktar fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.O halde mahkemece yapılacak iş; çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı çalışan anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktar nafakaya hükmetmek olmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.