Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12128 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8531 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakası artırım davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; tarafların ... Aile Mahkemesinin 2013/112 Esas- 2013/629 Karar sayılı ilamı boşandıklarını, boşanma neticesinde müşterek çocuklar 1999 doğumlu ..., 2001 doğumlu ... ..., 2009 doğumlu ..n'ın velayetinin davacı tarafa verildiği, söz konusu karar ile müşterek çocukların her biri için 100'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede müşterek çocukların ihtiyaçlarının arttığını ve nafakaların yetersiz kaldığını, bu nedenle müşterek çocukların her biri için iştirak nafakasının 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; talep edilen nafakaların fahiş olduğunu, bu nedenle davanın reddini istemiş, davalı duruşmada ise her bir çocuk için 200 TL ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuklar 1999 doğumlu .., 2001 doğumlu...., 2009 doğumlu ...'ın her biri için aylık 100 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 175 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakası artırımı istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Dosya içeriğinden, tarafların 19.07.2013 tarihinde boşandığı, müşterek çocuk 1999 doğumlu ..., 2001 doğumlu..., 2009 doğumlu ...'ın velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacının ev hanımı olduğu, davalının ise müdür olup, aylık 1.250 TL gelirinin olduğu, babasına ait evde yaşadığı, 2012 model ... aracı ve fındık bahçesinin olduğu anlaşılmaktadır.Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık beş yıl süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu ve davalının her bir çocuk için 200 TL ödemeyi kabul ettiğine dair kabulü de gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.