Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12125 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8530 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; davalı ile ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2007/220 Esas ve 2007/700 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu karar ile müşterek çocuk 2004 doğumlu.... için 400 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, iştirak nafakasının 1.500 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, talep edilen nafakayı ödeyecek gücünün olmadığını, yeniden evlendiğini, bir çocuğunun daha olduğunu,bu nedenle davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 08.06.2007 tarihinde boşandığı, müşterek çocuk 2004 doğumlu ....'ın velayetinin davacıya bırakıldığı ve müşterek çocuk ... için aylık 400TL iştirak nafakasına hükmedildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık yedi yıllık süre geçtiği, davacının yönetici asistanı olduğu, aylık 3.400 TL geliri olduğu, aylık 1000 TL kira ödediği, müşterek çocuğun ilköğretim beşinci sınıf öğrencisi olduğu, kolejde eğitim gördüğü, davalının ise emekli olduğu, aylık 1059.84 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafaka artışına hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.