Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12119 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6051 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : ARALIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2013NUMARASI : 2013/115-2013/177Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; davalının, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun hükümlerinden faydalanmak üzere sunduğu müracaat dosyası ile Aralık İlçe Tapu Sicil Müdürlüğünden alınan belgelere göre adına kayıtlı gayrimenkul bulunmadığı, davalının müracaat dosyasında tapu fotokopisi yer alan 16 parsel numaralı arazinin müracaat tarihi itibariyle sağ olan babası N.Y. adına olduğu, üç göz ev ve bir ahır için ödenen 7.500TL tutarındaki tazminatın yersiz olduğu iddia edilerek ödenen tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile; gerek parayı aldığı tarih, gerekse raporun düzenlendiği tarih dikkate alındığında dava konusunun öncelikle zaman aşımına uğradığını, davacının bu davayı açamayacağını, husumetin Iğdır Valiliği tarafından yönetilmesi gerektiğini, tazminat başvurusundan sonra Iğdır Valiliği ile sulhname imzaladıklarını, sulh olunan konuda dava açma yetkisinin bulunmadığını, yapılacak keşifte müştemilatlarının değeri tespit edildiğinde aldığı tazminattan daha fazla miktarın ortaya çıkacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile, 7.500TL'nin 25.01.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Dava konusu uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre zamanaşımı süresi 1 yıldır. Ancak bu sürenin işleyebilmesi için davacı idarenin verdiğini geri istemeye hakkı olduğunu öğrenmiş olması gerekir. Bu durumda zamanaşımı, dava açılması hususunda emir vermeye yetkili makamın öğrendiği tarihten itibaren başlar. Öyle ise mahkemece bu ilkeler ışığında; davacı kamu hukuku tüzel kişisinde dava açma konusunda emir vermeye yetkili makamın ve bu makamın fiil ve zararı öğrenme tarihinin belirlenip, bu tarihten itibaren zamanaşımının dolup dolmadığının tespit edilmesinden sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Bundan ayrı olarak, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Somut olayda; yersiz ödenen bedelin iadesi için davalıya tebligat çıkarıldığı ancak tebligatın yapılıp yapılamadığına dair bir tespite yer verilmediği ve dosya muhteviyatında da tebliğe dair bir belgenin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, ihtarın davalıya tebliğ edildiği tarihin belirlenip, bu tarih itibariyle davalının temerrüde düştüğü kabul edilip, temerrüt tarihinden itibaren faize karar verilmesi, davalı davadan önce temerrüde düşürülmemiş ise faizin dava tarihinden başlatılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu faizin ödeme tarihinden itibaren başlatılması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.