MAHKEMESİ : ŞARKİKARAAĞAÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2014NUMARASI : 2014/78-2014/295Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; boşanma ile davacı(kadın) lehine hükmolunan yoksulluk nafakasının aradan geçen sürede, ağırlaşan hayat koşulları ve paranın alım gücünün düşmüş olması nedeniyle yetersiz kaldığını belirterek aylık 3TL olan yoksulluk nafakasının 300TL olarak artırımını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının boşanma dava tarihinden iş bu nafakanın artırımı dava tarihleri arasında artırım talep etmemekle boşanma ile yoksulluğa düşmediğinin kabulü gerektiği, yeniden evlendiği, talep edilen nafaka miktarını ödeme gücü olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece; aradan geçen sürede davacının ihtiyaçlarının arttığı, paranın alım gücünde en az enflasyon oranında değer kaybına uğradığı, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 225TL olarak artırımına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Dosya kapsamından, tarafların 24.10.1996 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine 3TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 13.12.1996 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın 18.04.2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olup, gündelik işlerde çalıştığı, babasına ait evde yaşadığı; davalının ise çiftçilikle uğraştığı, aylık gelirinin 600TL olduğu, 20 dönüm tarlasının bulunduğu, evli olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek miktar nafaka takdiri doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.