Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12100 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3954 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : DEMRE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/12/2014NUMARASI : 2014/94-2014/190Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması ve indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; boşanma davası ile davalı(kadın) ve velayeti davalıya tevdi edilen müşterek çocuklar için ayrı ayrı olmak üzere 200'er TL yoksulluk ve iştirak nafakası ödenmesine hükmolunduğunu, halen ödemekte olan iştirak ve yoksulluk nafakasının toplam 600 TL olduğunu, karar tarihinde sigortalı olarak çalıştığını, ancak işyerinin kapandığını, bazı işler yapmaya çalışırken çevreye borçlandığını, sürekli işinin olmadığını, aylık 300-400 TL'ye iş bulması halinde hamallık yaptığını, nafaka alacaklısı müşterek çocuk Furkan'ın okulu bırakarak 1.000 TL gelirle çalışmaya başladığını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, iştirak nafakasının ise indirilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacnın boşanma protokolü ile nafaka miktarları belirlenirken giderlerini gözönünde bulundurduğunu, önceden asgari ücretle çalıştığını bildirdiğini internet kafenin davacıya ait olduğunu, davacının kendi kusuruyla oluşan borçlarından davalı ve müşterek çocukların sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacının yeniden evlendiği, yeni eşinden de çocuğunun olduğu, icra takibine konu borçlarının bulunduğu, davalının asgari ücretle çalıştığı, müşterek çocuğun günlük işlerde çalıştığı davanın kısmen kabulü ile yoksulluk ve iştirak nafakasının 200 TL'den 100 TL 'ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi ıçerisinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yoksulluk nafakasının indirilmesine ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. İştirak nafakasının indirilmesine dair temyiz itirazlarına gelince;TMK.nun 182/2.maddesinde, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu bulunduğu hükmü getirilmiştir.Yine aynı kanunun 331.maddesinde de, durumun değişmesi halinde hâkimin, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği veya nafakanın kaldırılmasına karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.Davada, davacının işinden ayrılması nedeniyle işsiz kaldığı gerekçesiyle anlaşmalı boşanma davasında hüküm altına alınmış olan iştirak nafakasının kaldırılması yada indirilmesi istenilmektedir.Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle tarafların biri aleyhine katlanamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar; artık o akitle bağlı tutulmazlar, değişen bu koşullar karşısında TMK.nun 2.maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilirler.Bu nedenle hâkim, böyle bir davada tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, iddianın ispat edilmesi halinde tarafların gelirleri arasında bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir.Somut olayda ise; tarafların 22.12.2012 tarihinde anlaşmalı şekilde boşandıkları, müşterek çocukların velayetinin davacıya bırakıldığı, davalı ve müşterek çocuklar lehine 200'er TL yoksulluk ve iştirak nafakası hükmolunduğu, kararın 11.04.2012 tarihinde kesinleştiği, müşterek çocuklardan 13.06.1998 doğumlu olan Furkan'ın 16 yaşını ikmal ettiği, okulu bırakarak gündelik işlerde çalıştığı, 27.08.2001 doğumlu M.F.'in ise 13 yaşını ikmal ettiği, 6. sınıf öğrencisi olduğu, davacının, gündelik işlerde çalıştığı, aylık kazancının 500 ila 600TL olduğu, evli olup, 350 TL kira giderinin bulunduğu; davalının ise okul sezonunda geçici hizmetli olarak, asgari ücretle çalıştığı, 20.06.2014 tarihinde işine son verildiği, iki(2) çocuğuyla birlikte yaşadığı, aylık 275TL kira giderinin bulunduğu anlaşılmaktadır.O halde, boşanma ile hükmolunan iştirak nafakasının kesinleştiği 11.04.2012 tarihi ile dava tarihi arasında yaklaşık iki(2) yıl süre geçmiş olduğu, bilgi ve belgelerden davacının sosyal ve ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır. Tam tersine boşanma sırasında küçük olan müşterek çocuklar büyümüş ve ihtiyaçları artmıştır. Boşanma davası sırasında boşanmanın temini amacı ile protokol hükümleri gereğince ödemeyi kabul eden babanın şimdi böyle bir dava açarak iştirak nafakasının indirilmesini istemesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle mahkemece, iştirak nafakasının indirilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.