Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12096 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3692 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : KAYSERİ 4. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2014NUMARASI : 2014/593-2014/1068Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin annesinin ve davalı babanın 11/03/2014 tarihinde Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2013/449 Esas 2014/240 Karar sayılı dosyasıyla açılan boşanma davası sonucunda boşandıklarını, müvekkilinin 04/09/2013 yılında Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programına başladığını ve halen bu bölümde eğitimini sürdürdüğünü, davalının Kayseri ve ....Elektrik Türk A.Ş'de çalıştığını ve maaşının 2.650,00 TL olduğunu, müvekkilinin ve kardeşinin, babaları olan davalı tarafından, oturdukları evden çıkartıldıklarını ve ekonomik olarak daha da zor duruma düştüğünü, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere eğitim ve bakım gideri olarak aylık 700 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ortalama olarak 2.300 TL geliri olduğunu, müvekkilinin aylık gelirinin, giderlerini karşılamadığını, giderleri için her ay borç para aldığını, davacının annesinin çalıştığını, talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren başlamak üzere davacı yararına aylık 200,00 TL yardım nafakasının her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir.TMK.'nun 328/1.maddesinde; "çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler",TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür",TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır.Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; davacının Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık öğrencisi olduğu, davacının annesi ile birlikte yaşadığı ve herhangi bir gelirinin bulunmadığı, annesinin yemekhanede çalıştığı ve aylık 1.200,00 TL gelirinin bulunduğu; davalının ise Kayseri ve.... Elektrik Türk A.Ş'de çalıştığı, maaşının aylık 2.650,00 TL olduğu, lüks bir aracının ve 500,00 TL kira gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; eğitim ve sosyal durumunu göz önünde bulundurularak davacının geçinmesi için gerekli ve nafaka yükümlüsü olan davalı babanın tesbit edilen gelir durumuna uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde düşük miktarda nafaka takdir edilmiş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.