MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın pasif husumet nedeni ile reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davalı apartman yönetiminin kaçak su kullandığını, yerin iş merkezi olduğunu, kaçak tutanağı tutulduğunu, başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davalının diğer kat maliklerini temsil dışında tüzel kişiliğinin bulunmadığı, haksız fiili ika edemeyeceği, haksız fiili ancak gerçek kişilerin ika edebileceği, hakkında kaçak su kullanımından bahisle takip yürütülemeyeceği gerekçesi ile davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Davalı kurum elemanlarınca 23/04/2013 tarihli kaçak su kullanma tutanağının Apartman Yöneticisi olduğu belirtilerek...adına düzenlendiği, kaçak su fişinin de ... (yönetici) adına düzenlendiği anlaşılmaktadır.634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 35.maddesinde yöneticinin görevleri ayrı ayrı gösterilmiştir. Bu görevler ana gayrimenkulun yönetimi ile ilgili olup, yönetimin gerektirdiği ortak giderleri yapmak yetkisini de içermektedir. Yönetici, Yasadan aldığı temsil yetkisine dayanarak çeşitli sözleşmeler kurabilir. İşte bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda yönetici dava açabileceği gibi, yöneticiye karşı da dava açılabilir. Şu husus da belirtilmelidir ki yönetici, vekaletname ile tayin edilen bir vekil gibi değildir. Yasal bir temsilci olup yetkisini yasadan almaktadır. Bu sıfatla yaptığı sözleşmeden dolayı kendisine husumet yönetilebilir. Öte yandan kat malikinin veya kat malikleri kurulunun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmaması, yöneticinin özel kanundan doğan temsil yetkisini ortadan kaldırmaz. Sonuç olarak denilebilir ki, yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmaktadır. Aksinin benimsenmesi durumunda ise, bu kez üçüncü kişilerin yönetici ile sözleşme yapmaktan kaçınacakları ve bundan kat maliklerinin zarar görecekleri kuşkusuzdur.Davaya konu kaçak su kullanma tutanağının ve kaçak tahakkukunun davalı apartman yöneticiliği adına düzenlendiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu durumda davalı yönetime 634 Sayılı Yasa'nın 35.maddesine göre husumet yöneltilebileceğinin kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece, işin esası incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.