Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12091 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2413 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı taraf, murislerine ait kahvehanede abone olunmadan kaçak elektrik kullandığından bahisle, davalı tarafından kaçak elektrik tutanakları düzenlenip kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini; kaçak kullanım sözkonusu olmadığını öne sürerek; davalıya, 22.213,52 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı tarafın davalıya 11.617,37 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiştir. Kararı, taraflar temyiz etmişlerdir.Anılan karar, Dairemizin, 28/11/2013 tarihli 2013/13840 Esas–2013/16809 K.sayılı ilamı ile "...HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.Ayrıca, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/3.maddesinde, perakende satış sözleşmesinde belirlenen gecikme faizinin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammını aşamayacağı vurgulanmıştır.Somut olayda, mahkemece bilgisine başvurulan ilk bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacı tarafın 22.213,52 TL borçlu olduğu açıklanmıştır. Mahkemece alınan ikinci bilirkişi raporunda ise, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/3.maddesi esas alınarak ve gecikme faizine KDV eklenerek yapılan hesaplama sonucu davacı tarafın 11.617,37 TL borçlu oldukları belirtilmiştir. İkinci bilirkişi raporu mahkemece benimsenerek hüküm kurulmuştur. İlk bilirkişinin düzenlediği rapor ile hükme dayanak yapılan ikinci bilirkişi raporu arasında kaçak elektrik bedeli yönünden çelişki bulunmaktadır. Çelişkili raporlara dayanılarak karar verilemez. Davaya konu alacağın abone sözleşmesinden değil, kaçak elektrik kullanımından kaynaklandığı gözetildiğinde gecikme zammı isteme hakkı bulunmayan davalı tarafın kaçak elektrik bedelini zamanında ödenmemesi nedeniyle gecikme zammı olarak istediği bedelin Borçlar Kanununun 101. (TBK 117.) maddesi hükmünde belirtilen gecikme (temerrüt) faizi olduğu kabul edilerek gecikme nedeniyle istenebilecek bedelin buna göre belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında perakende satış sözleşmesi bulunmadığından, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/3.maddesi esas alınarak hesaplama yapılamaz. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununa göre haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacaklarına işletilecek faiz anılan verginin matrahına dahil olmadığından, haksız fiilden ve kaçak elektrik kullanmadan kaynaklanan alacakların geç ödenmesi nedeniyle işlemiş hesaplanırken faize KDV eklenerek alacak hesabı yapılamaz.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak mahkemece ilk bilirkişinin düzenlediği rapor ile ikinci bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak giderilmesi, işlemiş gecikme faizine KDV eklenmeksizin davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının belirlenmesi gerektiğinin bilirkişiye hatırlatılması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesi ile bozulmuş,mahkemece bozma kararına uyulmuş, yeni bilirkişi kurulu raporu hazırlatılmış ve bu rapor dayanak alınarak hüküm oluşturulmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya 3.188,34 TL borçlu olduğunun, 19.025,18 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulmuş; ancak, gerekleri tam olarak yerine getirilmeden hüküm verilmiştir.Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bozma kararında gösterilen yol izlenmemiş, kaçak kullanım olmadığı belirtilerek normal fatura bedeli hesabı yapılmıştır. Diğer bir anlatım ile anılan bilirkişi raporu hükme dayanak alınacak nitelikte değildir. Somut olayda davacı yanın kaçak elektrik kullandığı konusu tartışmasızdır, anılan bozma kararı da bu konuyu aydınlatmıştır.Mahkemece yapılacak iş; uyulan bozma kararında belirtilen ilkelere göre, davacı yanın davalıya olan kaçak elektrik borcunun hesabını yapması için dosyanın başka bir uzman bilirkişi kuruluna verilerek rapor hazırlamalarının sağlanması ve sonucuna uygun şekilde karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme, eksik inceleme ve yasal olmayan gerekçeler ile, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.