Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12084 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5344 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İZMİR 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 10/10/2013NUMARASI : 2013/98-2013/226Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili; müvekkili kurumun alacağını tahsil amacıyla İzmir 10.İcra Müdürlüğünün 2012/3860 sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibinin yapıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; 11.07.2011 tarihinde aboneliğinin iptali için davacı kuruma başvurduğunu, kendisine bir bilginin verilmediğini, akabinde kaçak elektrik kullanımından dolayı hakkında soruşturma açılıp takipsizlik kararı verildiğini, borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; taraflar arasında iş yeri için elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesinin tanzim edildiği, davalının 11/07/2011 tarihinde abonelik iptali için başvurduğunu, davacı şirket tarafından aynı gün abonelik iptali gerçekleştirilerek sayacın mühürlendiğini, 19/12/2011 tarihinde kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı tanzim edilerek davalı hakkında kullanılan kaçak elektrik bedelinin tahsili için 24/04/2012 tarihinde icra takibine geçildiğini 11/07/2011 tarihi itibariyle davalının abonelikle ilişiği kesilmiş olacağından, bu tarihten sonra usullü yada usulsüz olarak yapılan elektrik sarfiyatından dolayı davalının bir sorumluluğu bulunmadığını, takibe konu sarf edilen elektriğin bu tarihten önce sarfedildiği ileri sürülüp ispat edilemediğini, davacı şirketin kendi kusuruna dayalı olarak hak elde edemeyeceğini, bu durumlar karşısında açılan davanın reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kaçak elektrik bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosyaya sunulan 11.07.2011 tarihli ve 15854 numaralı Mühürleme tutanağına ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 22.05.2012 tarih ve 2012/30010 ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına ekli 09.04.2012 kolluk marifetiyle alınan davalıya ait ifadesinde geçen ve sunulduğu beyan edilen 17.09.2010 tarihli dava konusu yeri tahliye ettiğine dair belge karşısında dava konusu taşınmazda kullanılan elektriğin davalı tarafından tüketilmesi, başka bir anlatımla davalının fiili kullanıcı olduğunun saptanması halinde tükettiği elektrik bedelinden sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Bu durumda 11.07.2011 tarihinde aboneliğin iptaline dair mühürleme tutanağı tutulmuş ise de dava konusu yer ile davalının bir ilişkisinin olup olmadığı, dolayısı ile davalının fiili kullanıcı olup olmadığının ilgili kurumlardan sorularak ve zabıta araştırması yapılarak eksik hususlar tamamlandıktan sonra toplanan delillere göre konusunda uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor alınarak edinilecek kanaate göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.