Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1202 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 13958 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, davalının 5035786 nolu atık su abonesi olduğunu, ancak davalı tarafından 2008 yılına ait ayların atık su bedellerinin ödenmemesi nedeni ile davalı aleyhine ... .... İcra Müdürlüğünün 2009/8789 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek, itirazın iptalin ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, binalarının su tüketimi aboneliğinin olduğunu, binanın bahçe sulamak için kullandığı kuyunun resen davacı tarafından aboneliğinin yapıldığını, yapılan aboneliğin mükerrer olup, tahakkuk ettirilen atık su bedelinin yasal olmadığını savunarak; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen .../09/2011 tarih ve 2011/154 E.-2011/981 K. sayılı hükmün davalı tarafça temyizi üzerine, ... .... ... Dairesi'nin ....02.2012 tarih ve 2011/18206 E.-2012/3636 K. Sayılı ilamı ile “Mahkemece, mahallinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak kuyu suyunun hangi amaçla kullanıldığı belirlenmelidir. Bu belirleme sonucunda kuyu suyunun davalı savunmasında olduğu gibi sadece bahçe sulamasında kullanıldığı tespit edilirse, bu kullanım dolayısıyla atık su bedeli istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar araştırılmadan eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir gerekçesiyle” bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen .../.../2012 tarih, 2012/461 E.-2012/914 K. Sayılı hükmün bu kez taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin .../03/2014 tarih ve 2014/2438 E.-2014/3943 K. Sayılı ilamı ile, " Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Mahkemece, hükmün gerekçe kısmında, “kuyu suyunun bahçe sulama veya toprağa boşaltılması durumunda dahi her abonenin tükettiği kadar suyu kirleteceği, bu nedenle davalının tahakkuk eden su bedelinden tamamen sorumlu olacağı” belirtilmiştir. Ne var ki ; bozma ilamında açıkça “kuyu suyunun bahçe sulamasında kullanıldığının tespit edilmesi halinde bu kullanım dolayısıyla atık su bedeli istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda, ...'ın bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermekle yükümlüdür. Mahkemenin bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak (usuli kazanılmış hak) doğmuştur.Bu nedenle, bozma ilamına aykırı gerekçeyle hüküm tesisi doğru görülmediği gibi, kuyu suyunun bağımsız bölümlerde de kulanımına imkan veren sistemin var olduğu gerekçesiyle, yeşil alanda kullanılan kuyu suyu ile bağımsız bölümlerde kullanılan kuyu suyu yönünden bir ayrım yapmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle davalının tahakkuk eden su bedelinin tamamından sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Bu durumda bozma ilamına uyma yönünde karar veren mahkemece;konusunda uzman bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif icrasıyla İZ-SU Tarifeler Yönetmeliği hükümleri kapsamında davaya konu dönemde yeşil alan dışında kullanılan su miktarı ve buna tekabül eden borç miktarı belirlenmeli, belirlenen bu bedelle sınırlı olarak davalının sorumlu olduğu kabul edilmelidir. Mahkemenin bu yönleri gözardı ederek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahallinde keşif icra edilmiş ve keşif sonucu makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerce düzenlenen rapor esas alınmak sureti ile, bağımsız bölümlerde kuyu (artezyen) suyunun kullanıldığının sabit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının ... .... İcra Müdürlüğü'nün 2009/8789 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, ....944,...-TL asıl alacak, 591,90-TL işlemiş faiz ve 106,54-TL KDV olmak üzere toplam ....642,54-TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren takdiren değişen oranlarda yasal faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmolunan itirazlı asıl alacak üzerinden takdir olunan %... icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir....-Somut olayda davacı taraf, davalının kuyu suyundan dolayı atık su abonesi olarak atık su bedelini ödemediğini iddia etmekte , davalı taraf ise, site içerisinde bulunan kuyu suyunu içme suyu olarak dahili tesisatta kullanmadıklarını, yalnızca bahçe sulamasında kullandıklarını ve bu nedenle suyun kanalizasyon şebekesine verilmediğini ileri sürmektedir. Dava konusu uyuşmazlık, davalı siteye ait bahçede bulunan kuyu suyunun davalı tarafından nerede ve nasıl kullanıldığı, kuyu suyundan dolayı davacıya ait kanalizasyon hizmetinden yaralanılıp yararlanılmadığı ve bu kapsamda davalının takip ve dava konusu atık su borundan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Yukarıda da açıklandığı ve Dairemizin .../03/2014 tarih ve 2014/2438 E.-2014/3943 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ...'ın bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermekle yükümlüdür. Mahkemenin bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak (usuli kazanılmış hak) doğmuştur.Bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan yargılama sırasında, makine mühendisi ve mali müşavirden oluşan bilirkişi kurulunca düzenlenen ve hükme esas alınan ....03.2015 tarihli raporda, "...binanın bahçesinde artezyen bulunduğu, artezyen hortumunun takılı olduğu, site içerisinde yer alan bahçede sürekli sulanan bir yeşil alan bulunmadığı, bina zemininde 30 tonluk bir su deposu ve hidrofor yer aldığı, artezyenin depoya doğrudan bir bağlantısı olmamkla birlikte artezyene takılı hortum ile su deposunun kuyu suyunda doldurulmasının ve bu suyun da hidrofor yardımı ile bina dahilinde kullanılmasının mümkün olduğu..." belirtilmiş, davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı sunulan itiraz dilekçesinde ise, sitenin bahçesinde sürekli sulanma ihtiyacı duyan yeşil alan ve çok sayıda ağaç bulunduğu belirtilmiştir.HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.Eldeki davada, mahkemece; dava konusu uyuşmazlık hakkında makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Söz konusu bilirkişiler, yeşil alan ya da peyzaj konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmayıp, bu kapsamda söz konusu rapor denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte değildir.Bu durumda, bozma ilamına uyma yönünde karar veren mahkemece, önceki bilirkişi kurulu dışında, aralarında ziraat mühendisi ya da peyzaj mimarı da bulunan üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif icrası ile, dava konusu dönemde yeşil alanda ve yeşil alan dışında kullanılan su miktarı ve buna tekabül eden borç miktarı belirlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, alanında uzman olmayan bilirkişi kurulundan alınan rapor doğrultusunda bozma ilamına uygun araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde ... atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ....02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.