Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 120 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15600 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2013NUMARASI : 2013/147-2013/288 Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; müvekkiline düğünde 3 adet toplam 54 gr. ağırlığında bilezik ile 50 adet çeyrek altın takıldığını, ancak davalı eşin bu altınları müvekkilinin rızası dışında sattığını ve elde ettiği para ile şahsi borçlarını ödediğini ileri sürerek; belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 06.03.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile bedel yönünden talebini 17.298,40 TL ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; tüm ziynetlerin evliliğin ilk gününden beri davacıda olduğunu, hatta balayında sınırlı olan parası bittiğinde davalının davacıya geri dönmeyi teklif ettiğini, bunun üzerine davacının balayına devam etmek için 20 adet küçük altın sattığını, bilahare davacının geriye kalan ziynetleri de almak suretiyle evi terk ettiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; ziynet eşyalarının davacının zilyedliğinde bulunan eşyalar olması nedeniyle her zaman davacı tarafça alınıp götürülmesi mümkün olan eşyalar olduğu, bu eşyaların davalıda kaldığının veya davalı tarafça zorla davacıdan alındığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davalı tanığı olarak dinlenilen S.. M.. ifadesinde; düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmının davacı tarafından balayı sırasında, bir kısmının da daha sonra düğün masraflarının karşılanması amacıyla taraflarca bozdurulduğunu, geriye kalan ziynetlerin ise evden ayrıldığı sırada davacı tarafından götürüldüğünü, ancak ne kadar ziynet eşyasının bozdurulduğunu bilmediğini beyan etmiştir. Şu halde, davacıya ait ziynet eşyalarının bir kısmının düğün masraflarının karşılanması için davacının rızasıyla iade edilmek üzere davalı tarafından alındığı ancak sonradan bu ziynetlerin davacıya iade edilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, bu ziynetlerin miktarını ve niteliğini ispat külfeti davacıya düşmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece; davacı, dava dilekçesinde "her türlü delil" demek suretiyle "yemin" deliline de dayanmış olduğundan bu hususta davalıya yemin yöneltme hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.