Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11977 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9438 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babası......'un 25.11.2009 günü davalı tarafından işletilen acil servise başvurduğunu, 26.11.2009 tarihinde yoğun bakıma alındığını, 27-28-29 Kasım tarihlerini ise olağan hasta servisinde geçirdiğini, 29 Kasım günü öldüğünü, bu tedavi sürecinde davalı tarafından düzenlenen toplam 5.665,00 TL bedelli faturayı müvekkilinin ödediğini, bu paranın 5.191,96 TL'sinin yasal mevzuata aykırı olarak müvekkilinden tahsil edildiğini iddia ederek; 5.191,96 TL'nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; haksız tahsilat yapıldığı iddia edilen faturalardan sadece birinin ''fark faturası"olduğunu, 01.12.2009 tarih ve 5.065,19 TL bedelli faturanın fark içerikli olmadığını, fark olarak hastalardan alınan bedellerin mutlaka fark faturası olarak kesilmekte olduğunu, hastaneye başvurulduğu tarihte verilecek hizmetin kapsamı ve cari fiyatlardan ücretlendirme yapılacağı tam olarak açıklanarak hasta ve yakınlarının yeterince aydınlatıldığını, ödeme yapılırken ileri sürülmeyen ihtirazi kayıt nedeniyle sonradan iade talep edilemeyeceğini, sıfat yokluğundan da davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davacının ödeme yaptığı sırada ödeme belgesine ihtirazi kayıt koymadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yersiz ödendiği iddia olunan bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan istirdadı istemine ilişkindir.6098 sayılı TBK'nın 78.maddesi (818 sayılı BK'nın 62.maddesi) gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu madde de belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Somut olayda; davalının davacıdan tahsil ettiği bedelin verdiği hizmete karşılık gelip gelmediğinin belirlenmesi özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. HMK'nın 266. (HUMK 275) maddesi gereğince çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim, taraflardan birinin talebi ya da kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hal böyle olunca; somut olaydaki iddia ve savunmaların, konusunda uzman bilirkişi tarafından incelenmesi gerekmekte olup, mahkemece bilirkişi raporu alınmadan eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.O halde mahkemece yapılacak iş, uzman bilirkişiden, Sağlık Uygulama Tebliğ Hükümleri doğrultusunda uygulamayı ve somut olayı tam olarak yansıtan, denetime elverişli rapor almak, tarafların tüm delillerini toplayıp hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurmak olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.