MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen Tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekilince sunulan dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı ile 2010 yılının mayıs ayında 23 adet zirkonyum kaplama ve iki adet 20 yaş dişlerinin çekim ve tedavisi için davalı diş şirketi 9.000 TL üzerinden anlaşma yaptıkları ve anlaşma bedelinin davalı şirkete ödendiği, davalı diş şirketinin yanlış tedavi sonucunda davacı ...'in 5 sağlam dişini çektiği ve 18 adet porselen kaplama dişlerini değiştirerek ağız sağlığını bozduğu, ağız yapısını değiştirdiği, azı dişlerinin çiğneme görevini getiremez hale geldiği, ön dişlerin ısırma ve koparma işlevlerini yapamaz hale geldiği yine ön dişlerin dışarı doğru çıkıntı yapmış durumda olduğu üst ön dişlerin sola doğru eğri durduğu, alt ön dişlerin ise tamamen tersi bir görüntü ile sağa doğru eğik bir görüntü verdiği gibi ağızın kapanamadığı, kötü yapım dişlerin damaklara ağır baskı yaptığından damakların diş etlerinin kanamasına neden olduğu ve bu durumun müvekkilinin büyük acılar çekmesine neden olduğu gibi bu yanlış tedavi nedeni ile günlük beslenmesini de yerine getiremez duruma geldiği, davalı diş şirketinin tedavinin yanlış yapıldığı sonradan düzeltilmesi ve tedavisi için başvurulan özel diş tabibinin raporu ile sabit olduğu, davalı diş şirketine uyguladığı yanlış tedavi sonucunda ödedikleri 9.000 TL'nin iadesi için Beyoğlu 13.Noterliğinin 26.08.2010 tarihli ve 10119 yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ettikleri, bu ihtarnamenin davalıya 31.08.2010 tarihinde tebliğ edildiği, bu güne kadar taraflarına bir iade veya bir ödeme yapılmadığı, müvekkilinin bu yanlış tedavi nedeni ile büyük acılar çektiği, toplum içine çıkamaz duruma geldiği, müvekkilinin çektiği bu acı ve üzüntülerinin bir nebze giderilmesi için 5.000 TL manevi tazminat ödenmesini talep ettikleri, buna göre toplamda 14.000 TL tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmiştir.Davalı vekilince dosyaya konulan cevap dilekçesinde ise davanın açılabilmesi için dava şartı olan Yüksek Sağlık Şurasından rapor alınması gerektiği, bu rapor neticesinde varsa hekim hatası buna dayalı olarak davanın açılması gerektiğinden, dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davacının beyan ve iddialarını kesinlikle kabul etmedikleri, davacının tedavi ve takibinin müvekkili şirketin Beykent Şubesinde Diş Hekimi Seçil Budak tarafından yapıldığı, öncelikle davacının üst çenede 18 ve 28 nolu 20 yaş dişlerinin çekildiği yani davacı iddiasının aksine 5 değil 2 diş çekildiği, ardından 12 nolu dişe kanal tedavisi yapıldığı, daha sonra davacıya üst çenede 14 tane ve alt çenede 14 tane olmak üzere toplam 28 tane zirkonyum porselen yapıldığı, tedavinin bitiminden sonra davacının son hali ile dişlerinin estetik görüntüsünden memnun ve mutlu olmadığını belirttiği, tüm paranın iadesini istediği, bunun üzerine müvekkilinin davacıya paranın iadesinin mümkün olamayacağını fakat müşteri memnuniyeti ve sorumluluk anlayışları gereği her hangi bir ücret talep etmeksizin estetiğe yönelik takip ve tedaviyi yeni baştan yapabileceklerini, ayrıca bu iş için dilerse önceki hekim Seçil Budak ya da firmanın diğer hekimlerinden biri ile bu işlerin yapılabileceğini belirttikleri, kullanılan malzemelerin piyasa değerinin yüksek olması sebebi ile aynen para iadesinin mümkün olamayacağını izah ettikleri fakat davacının kötü niyetle aynen para iadesini istediği ve dava açtığı, davacının CD kaydını sundukları, buna göre rapor alınmasını istedikleri belirtilerek davanın reddi istenmiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda davacının ekonomik, sosyal durumu, gelir ve giderleri konusunda bir araştırma yapılmaksızın manevi tazminat talebinin tamamının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nesafet ile ) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4.maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Davaya konu olayda, olayın gelişimi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Ayrıntılı olarak ekonomik sosyal durum araştırması yapılarak daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.