Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11923 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9638 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili 07.07.2011 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilinin ... ilçesi ...mahallesi 317 ada 16 parsel sayılı taşınmazda narenciye ve çeşitli meyve ağaçlarının bulunduğunu, tahminen 20.08.2010 tarihinde davalı kuruma ait elektrik direğinden halat'ın koparak elektrik kablosunun bahçeye düşmesi sonucunda yangın'ın çıktığını, bu yangın sonucunda bahçede bulunan 37 adet çeşitli yaşlarda ve çeşitli cinslerde meyve ağaçlarının zarar gördüğünü, bu hususun ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/76 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, tespit dosyası ile elektrik telinin kopması sonucunda müvekkilinin bahçesinde 6.898,75 TL zararın meydana geldiğinin tespit edildiğini müvekkiline ait ...mahallesi 317 ada 16 parsel sayılı narenciye bahçesinde ...'a ait elektrik kablosunun kopması sonucu meydana gelen yangından dolayı zararı olan 6.898,75.TL zararın hasar tarihinden itibaren davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama har?? ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, aynı beyanları duruşmada da tekrarlamıştır. Davalı vekilinin davaya karşı beyanlarını içerir dilekçesinin incelenmesinde; Davacının taleplerinin herhangi bir haklı yönü olmadığı gibi istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu, müvekkili kuruma atfı kabil bir kusurun mevcut olmadığını, davacının bahçesinde yangın çıkması ve bu yangın nedeniyle bahçesindeki ağaçlarının yanarak zarar gördüğü iddiasıyla müvekkili kurumun sorumlu olduğuna dair iddiaları ve zararın tazminine dair taleplerinin kabul edilemez olduğunu, davacının yersiz taleplerinin fahiş olduğunu, bu nedenle davacı tarafın davasının hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir. Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .Mahkeme kararının, tespit dosyasında yapılan keşife, bu keşifte görev yapan elektrik mühendisi tarafından hazırlanan rapora, ... arıza servisine ve itfaiyeye ihbar yapılmamasına dayandığı anlaşılmaktadır.6100 sayılı HMK.nun 400-406.maddeleri (1086 sayılı HUMK.nun 368-374.maddeleri) gereğince, delil tespitinde, "Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir." Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen görüş taraflar lehine kazanılmış hak doğurmaz. Yani delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir.Anılan nedenlerle delil tespiti dosyasındaki itiraza uğrayan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Mahkemece yönteme uygun davete rağmen duruşmaya katılmayan davacı yanın bildirdiği görgü tanığının zorla getirilmesine karar verilmeyerek yargılamanan uzamaması amacı ile dinlenilmesinden vazgeçilmesi de HMK 27/1. maddesine uygun bulunmamıştır . 6100 sayılı HMK 27/1 maddesinde; “davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler” düzenlemesi bulunmaktadır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Mahkemece davacının delilleri toplanarak iddiasının araştırılması, tanığının dinlenilmesi, 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenen maddelere uygun olarak uzman bilirkişiden olayı aydınlatacak rapor alınarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir iken somut olaya ve yasaya uygun olmayan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.