MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde ve beyanlarında: Müvekkilinin... İli,.... İlçesi, ... Mahallesi,... ada, 1 parsel üzerinde yer alan A-1 blok (43) nolu bağımsız bölümü satın aldığını, su aboneliği için başvuru yaptığını, ... müvekkilinden kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında 2.049,52-TL talep ve tahsil ettiğini, bu şekilde bedel alınmasının haksız olduğunu belirterek tahsil edilen bedelin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili savunmalarında: Abonelik yapılması için kanal şebeke hissesinin ödenmesi gerektiğini, 2664 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu 87 ve 88 madde hükümleri ve ... Tarifeler Yönetmeliği 39.madde hükmüne göre bedel ödenmeden abonelik yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece, davacının ilk defa su abonesi olduğu, binada iskan bulunduğu, kanal şebeke hizmetinin ASKİ tarafından verildiği ancak iskan tarihinden sonra dava konusu mahalde davalı idarenin herhangi bir hizmetinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davacı tarafın kanal katılım ve şebeke bedeli olarak talep edilen bedelden borçlu olmadığının tespitine, kanal şebeke bedeli olarak ödenen 2.000,40-TL 'nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacı tarafa iadesine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir . Uyuşmazlık davacının satın aldığı konuta su abonesi olmak için kanal katılım payı ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun kanalizasyon harcamalarına katılma payı başlığı altındaki 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır;a) Kanalizasyon tesisi yapılması,b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır,” düzenlemesini getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.Bu yasa maddesine dayalı olarak çıkarılan... tarifeler yönetmeliğinin 39.maddesinde de gerek yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması ve gerekse mevcut tesisin ıslahı durumunda taşınmaz sahiplerinden katılma payı alınacağı öngörülmüş; bunun belli bir oranının inşaat ruhsatı alınma aşamasında avans olarak tahsil edileceği, bakiyesinin de su aboneliği aşamasında bina değeri esas alınmak ve %2 oranını geçmemek üzere tahsil edileceği belirlenmiştir. Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafça yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapıldığı veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı taktirde davalının tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payını talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı kendisinden istenilen kanal katılım bedelinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taşınmazın yapı kullanma belgesi alındıktan sonra davalı idarenin taşınmazın bulunduğu yerde herhangi bir çalışmasının olmadığı, yeni bir kanalizasyon ve içme suyu tesisi yapılmadığı veya mevcut hatların iyileştirilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre davalı tarafça hizmet götürüldüğü kanıtlanmış ise; iskan öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın hizmetten yararlanan davacı kanal katılım bedelinden sorumlu olur; aboneliğin iskan tarihinden sonra olmasının; iskan tarihinden sonra yeni hizmet sunulmasının bir önemi bulunmamaktadır.Bu nedenlerle mahkemece davacının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğunun kabulü ile gerekirse yeni bir bilirkişi raporu da hazırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.