MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması (asıl dava), nafakanın kaldırılması olmaz ise indirilmesi (karşı dava) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı (karşı davalı) ve davalı (karşı davacı) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı (karşı davalı) dilekçesinde; davalı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma neticesinde müşterek çocuklarının velayetinin kendisine verildiğini, davalının evlilik döneminde serbest avukatlık yaptığından dolayı ekonomik sıkıntıları olduğundan iştirak nafakası konusunda davalıdan herhangi bir talebi olmadığını, davalının.... kadrolu avukat olarak atandığını belirterek, 500,00 TL olarak takdir olunan nafakanın 750,00 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı (karşı davacı) vekili dilekçesinde; aylık 750,00 TL nafakayı ödemesi mümkün olmadığını, nafaka artırımı, azaltılması ya da kaldırımı kararlarının tarafların ekonomik durumlarındaki artmaya ya da eksilmeye bağlı olarak verildiğini belirterek, 500,00 TL iştirak nafakasının öncelikli olarak kaldırılmasını olmadığı takdirde 100,00 TL ye düşürülmesini, müşterek çoçuğun davalı annede kaldığı süreçte davalının nafakadan vareste tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; asıl davanın reddine karar verilmiş, söz konusu karar davacı (karşı davalı) ve davalı tarafça ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1-) Davacı (karşı davalı)'nın asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı (karşı davalı) tarafın asıl davaya yönelik temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.2-) Davalı (karşı davacı)'nın temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Asıl dava, iştirak nafakasının artırılması; karşı dava ise iştirak nafakasının kaldırılması -olmadığı takdirde indirilmesi istemine ilişkindir.HMK 297/2 maddesi uyarınca; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü kanunda yer almaktadır.Somut olayda; Davacı babanın açtığı iştirak nafakası artırımı davası üzerine davalı anne yasal süresi içinde iştirak nafakasının indirilmesi ve müşterek çoçuğun davalı annede kaldığı süreçte davalının nafakadan vareste tutulması istemini içerir karşılık dava açmıştır (HUMK madde 195-203 ). Asıl ve karşılık dava müstakil dava mahiyetinde olup mahkemece asıl ve karşılık dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmak gerekirken, yazılı şekilde karşı dava hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.3-) Bozma nedenine göre, davalı (karşı davacı)'nın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının, asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı (karşı davacı) yararına BOZULMASINA 3. Bentte açıklanan nedenlerle davalı (karşı davacı)'nın sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.