Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1191 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19441 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; Cide Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/377 Esas ve 2012/116 Karar sayılı ilamı ile velayeti kendisinde olan müşterek çocuk için iştirak nafakasının 290 TL olarak hükmolunduğunu, davalının müşterek çocuk için 340 TL nafaka ödemeye devam ettiği, nafakanın çocuğun artan ihtiyaçları karşısında yetersiz kaldığını belirterek davalının aylık 340 TL olarak ödediği iştirak nafakasının 700 TL’ye yükseltilmesini talep etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; yeniden evlendiğini, borçları olduğunu, maddi durumunun iyi olmadığını, müşterek çocuk için 340 TL nafaka ödediğini, davacının hastanede memur olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davalı tarafça ödenen nafaka miktarının günün ekonomik koşulları da göz önünde bulundurulduğu zaman makul olduğu ve nafaka artırımını gerektiren bir durumun hasıl olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.TMK.nun 182.maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir."Hakimin Takdir Yetkisi" başlıklı 182.maddesinin 2.fıkrasında; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır." 3.fıkrasında da "Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir" hükmü yer almaktadır.Yine aynı kanunun "Durumun Değişmesi" başlıklı 331.maddesinde; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" düzenlemesine yer verilmiştir.Görüldüğü üzere; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırımı davası açılabilir. (HGK. 15.07.2009 gün ve 3-352 E./348 K.)Somut olayda; davalı tarafından hali hazırda 340 TL iştirak nafakası ödendiği tarafların kabulünde olmakla birlikte, Cide Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/377 Esas ve 2012/116 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk için 290 TL iştirak nafakasına hükmolunduğu, çocuğun yaşının büyümesi, eğitiminin devam etmesi, ihtiyaçlarının artması dikkate alınarak, babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre annenin katkısı da düşünülerek dengeyi sağlayacak bir miktar iştirak nafakası artışına karar verilmesi gerekir iken yasal bağlayıcılığı olmayan davalı tarafından ödenen 340 TL nafaka üzerinden yanılgılı değerlendirme ile iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.