Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1189 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19458 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; davacının eşi olan murisin 04.08.2004 tarihli vasiyetname ile tüm malvarlığını davalılara bıraktığını, vasiyetnamenin murisinin akli dengesinin yerinde olmaması nedeni ile geçersiz olduğunu, murisin eşi olarak paya sahip olmasına rağmen mirastan yosun bırakıldığını, murisin tüm malvarlığının veraset ilamı gereğince eşit şekilde dağıtılması gerektiğini belirterek vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; murisin vasiyetname tarihinde fiil ehliyetine haiz olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Tenkis talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;HMK gereğince, dayanılan olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmesi yapmak ise hakime aittir.Somut olayda; davacının dava dilekçesinde; “ … veraset ilamında eşi olarak 1 payına sahip olmama rağmen beni mirastan yoksun bırakmış…” ve “ Benim de mirasta 1 payım olduğundan murisin tüm menkul ve gayrimenkulleri ile bankalardaki döviz ve Türk Lirası hesaplarının veraset ilamı gereğince eşit şekilde dağıtılması gerekirken...” ifadeleri yer almaktadır.Dava dilekçesindeki vasiyet edilen taşınmazda kendisinin de hakları bulunduğu beyanı tenkis istemini içermekte olup, yargılama sırasında davacı tarafın beyanı da müphem olan dava dilekçesinin açıklanması niteliğinde olduğu gözönüne alınarak, TMK.nun tenkise ilişkin hükümleri doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tenkis talebi hakkında yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.