Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11879 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15419 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan ....'yi temsilen oğlu davalı ... arasında 04.03.2014 tarihli sözleşme ile mülkiyeti davalı ...'ye ait .... plaka sayılı kamyonun 25.000 TL karşılığında satşının yapıldığını, aracın resmi noter satışının bugüne kadar verilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 2918 sayılı trafik kanunun 20/d maddesi gereğince geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmede tarafların verdiklerini geri isteyebileceklerini, dava öncesi noter kanalıyla yaptıkları ihtarnamenin tebliğ tarihi itibariyle aracı teslime hazır olduklarını da belirtmek suretiyle satış bedelini ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, aracın K belgesi ve vizesi yaptırılamadığından ve vergi borcu bulunduğundan ticari amaçlı çalıştırılamadığını, müvekkilinin kar kaybına uğradığını ileri sürerek; satış bedeli 25.000 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte, ayrıca aracın çalıştırılamaması sebebiyle yoksun kalınan kira geliri olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar usulune uygun davetiye tebliğine rağmen davaya bir cevap vermemişlerdir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 25.000 TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda uyuşmazlık; taraflar arasındaki harici (geçersiz) satış sözleşmesine konu kamyonun satış bedelinin iadesi ile aracın çalıştırılamaması nedeniyle yoksun kalınan kira gelirininn tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki satışa konu kamyon trafik kayıtlarına göre ticari araç niteliğindedir. Dava, 6335 sayılı yasa ile değişik 6102 sayılı TTK'nın 4. ve 5. maddelerinin yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır.Anılan Yasanın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmasının gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiş; müteakip 5. maddesinde ise, “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılır... Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.Görevle ilgili konularda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Eldeki dosyada ise, taraflar arasındaki satışa konu kamyon, trafik kayıtlarına göre ticari nitelikte olduğundan uyuşmazlık; ticari mahiyette olup, uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi içerisindedir.Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilerek, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.