Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafıhdan temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, nafakaya ilişkin yabancı mahkeme ilamının tenfizi istenilmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile ilamın tanınması cihetine gidilmiş, hüküm Dairemiz ilamı ile tenfiz şartları incelenerek sonucuna göre karar verilmek üzere bozulmuştur. Bozma ilamına uyulduğu halde gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.Tenfiz ve tanımada dava dilekçesine, MÖHUK'nın 37/1. maddesinde öngörülen yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya aslına uygunluğu onanmış sureti ve onanmış tercümesinin, ilamın kesinleştiğini gösteren o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gerekir.Somut olayda, Almanya mahkemeleri tarafından verilen bir kararın tenfizi istenilmiş, ancak sunulan karar suret olduğu halde onay şerhine rastlanılmamış, noterler yetkili tercümanı tarafından yapılan tercüme ise yetkili Türk Makamları tarafından usulen onanmamıştır.5 Ekim 1961 tarihli Lahey Sözleşmesinin 3. ve 4. maddelerinde tanımlanan şekilde ilamın aslına uygun olduğunun teyidi için onay şerhinin belgenin verildiği devletin yetkili makamlarınca karara işletilmesi, bundan sonra tercümenin orada bulunan Türk yetkili makamlarınca tasdikinin sağlanması ve bundan sonra uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.