Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11784 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16735 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/06/2014NUMARASI : 2013/509-2014/699Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkiline ait ticarethane aboneliği olan işyerinde kaçak elektrik kullanıldığı iddiası ile müvekkili aleyhine 03.05.2013 son ödeme tarihli toplam 6.533,70 TL kaçak elektrik ve ek tahakkuk faturasının tahakkuk ettirildiğini, ancak müvekkilinin söz konusu yeri 15.03.2013 tarihinde boşalttığını ve o tarihten itibaren işyerinin boş olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kesinlikle kaçak elektrik kullanmadığını belirterek kaçak ve kaçak ek tutanaklarının iptali ile davalı kuruma 6.533,70 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; davacının işyerinde yapılan kontrolde abonenin kaçak elektrik kullandığı tespit edilerek kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiğini, bu nedenle dava konusu tahakkukun mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile davacının kaçak elektrik ve ek tahakkuk faturası ile 6.533,70 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu kaçak elektrik tespit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde ;''Gerçek veya tüzel kişilerin;a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.'' hükmü yer almaktadır.Dava konusu kaçak elektrik tespit tutanağında, abonenin borcundan kesik olan enerjiyi açarak kullandığının ve enerjinin sayaçtan geçtiğinin tespit edildiği görülmüştür.Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerdendir.Davacı taraf tutanağın aksini ispat edememiştir.Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.Dava konusu 50440 nolu elektrik aboneliğinin kaçak elektrik tespit tutanağı tarihinde davacı adına kayıtlı olduğu uyuşmazlık konusu değildir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kaçak kullanıma sebebiyet veren abone davacının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.Davalı kurum tarafından talep edilen kaçak ve kaçak ek tahakkuk bedelinin yönetmelik ve 622 sayılı kurul kararının “ Tüketim Miktarı Hesaplama ” başlıklı bölümünde açıklanan yöntemle hesaplanması geretiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece; aboneliğini iptal ettirmeyen davacının, kaçak elektriği fiilen kullanan kişi ile birlikte davalı şirkete karşı sorumlu bulunduğu; ancak, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince davacının isteminin kaçak elektrik kullanımı nedeniyle davalı şirketçe yapılan hesaplamaya itirazı da içerdiği gözetilerek; kaçak elektrik tespit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve EPDK kararları hükümlerine uyarınca, davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedeli , önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak, konusunda uzman 3 kişilik elektrik mühendisi bilirkişi kurulundan, davalının itirazlarını da karşılayacak şekilde, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması suretiyle belirlenmeli ve ulaşılacak sonuç dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma sonucu, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.