MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içerisinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde davalı hakkında elektrik borcundan dolayı icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibe yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı 05/07/2012 tarihli celsedeki beyanında açılan davayı kabul etmediğini, 8 seneden bu yana bahsedilen yerde oturduğunu, davaya konu elektriği kendisinin kullanmadığını, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasında yapılan elektrik abonman sözleşmesinin gönderilmesi için davalı kuruma müzekkere yazıldığı, davalı kurumun halkla ilişkiler müdürlüğünün 13/06/2012 tarihli cevabında davalı adına şirket kayıtlarında herhangibir bilgiye rastlanmadığı bildirilmiştir.Mahkemece, taraflar arasında şirket kayıtlarında abonelik sözleşmesi bulunmadığından takibe konu borçtan davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Ancak, davacı vekili; temyiz dilekçesine ekli belgelerle taraflar arasındaki abonelik sözleşmesini ekleyerek mahkemece kurumun yanlış birimine müzekkere yazıldığı, oysaki doğru birime yazılsaydı abonelik sözleşmesinin gönderileceğini bildirmiştir. Hakkın sönmesine sebebiyet vermeyecek şekilde işlem yapılması 6100 sayılı HMK'nun 24/3., 25, 27.maddelerinin doğal bir sonucu olup, aynı yasanın 30 ve 31. maddelerine göre makul süre içerisinde gereksiz gider yapılmamasını sağlayarak hakimin davayı aydınlatma ödevinin bulunduğu düşünülerek ilgisiz birime gönderilen yazı cevabına göre, karar verilmesi yerine davalının dava konusu yerde 8 seneden beri oturduğu şeklindeki beyanı da nazara alınarak taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinin doğru birimden temini gerekirken ayrıca davacının dosyada bulunan takip dosyası suretinde davalının imzasını taşıyan 16/08/2001 tarihli abonelik sözleşmesi fotokopisini de sunduğu nazara alınarak, karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle taraflar arasında abonelik sözleşmesi imzalanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.